sözün bittiği yerde başlıyor
neşvüneva buluyor gönlüm
sadece sarılmak ister mi insan
yeter mi bu her şeyi anlatmaya
herkesle konuşursun
ama sustuğun bir tek kişi vardır
onca gevezelikten sonra hem de
açsan ağzını saçmalarsın artık
işte, tam da ordan başlar
nakşedilmeye yürek levhana
sevda denen o kutsal nesne
adamakıllı sustuğun yerden
elvada yoktur lugatında
merhaba da diyemezsin garip bir cilvedir iste
derin derin susmayı öğretir vurur yolunu,
gaspeder dilinin altındaki tüm sözcükleri
ey şiir, gecemi aydınlatan mısra ey
sen de olmasan, sen de olmasan !
kün kalemi dalmasa nun hokkasına
boğar beni içimde yükselen bu amansız tufan
Ulaş YÜKSEL
11 Haziran 2014 Çarşamba
8 Haziran 2014 Pazar
şairim...
bilirim sözün sihrini
aşığım şiire, hem delice
*
fakat susan kadınlar bilirim
bütün kalabağıyla gönlünün
ağız dolusu susan kadınlar
*
onların ellerinden başlar ilk mısra
ak ellerinden düşer kağıda emek
o kadınlar ki; şiirin özü
*
şairim...
sözün hasını bilirim
tezgahımda ekmek kelam benim
*
fakat kadınlar bilirim çalışkan
çelik gibi, işleyen
bütün gücüyle yüreğinin.ışıyan
*
o kadınlar ki ; nasıl da balkır
namuslu alınlarında emek
anamdan bilirim.
'Ulaş Yüksel / İlk Mısra
bilirim sözün sihrini
aşığım şiire, hem delice
*
fakat susan kadınlar bilirim
bütün kalabağıyla gönlünün
ağız dolusu susan kadınlar
*
onların ellerinden başlar ilk mısra
ak ellerinden düşer kağıda emek
o kadınlar ki; şiirin özü
*
şairim...
sözün hasını bilirim
tezgahımda ekmek kelam benim
*
fakat kadınlar bilirim çalışkan
çelik gibi, işleyen
bütün gücüyle yüreğinin.ışıyan
*
o kadınlar ki ; nasıl da balkır
namuslu alınlarında emek
anamdan bilirim.
'Ulaş Yüksel / İlk Mısra
5 Haziran 2014 Perşembe
yüreğimmiş sende kalan...
bilmiyordum oysa tekrar neden geldiğini
yüzün farklı olsada gelen sendin yine
sırrı dağıldı şimdi tüm aynaların
dağıldı sihri bütün eski sevdaların
gidebilirisin, fakat kalabilirsinde
sevebilirim, üzülmemde gidişine
hep bana çıkıyor artık nasılsa
bilip bilmediğim bütün sokaklar
kaybolmaktan korkmuyorum...
'Ulaş Yüksel / AYN'A
bilmiyordum oysa tekrar neden geldiğini
yüzün farklı olsada gelen sendin yine
sırrı dağıldı şimdi tüm aynaların
dağıldı sihri bütün eski sevdaların
gidebilirisin, fakat kalabilirsinde
sevebilirim, üzülmemde gidişine
hep bana çıkıyor artık nasılsa
bilip bilmediğim bütün sokaklar
kaybolmaktan korkmuyorum...
'Ulaş Yüksel / AYN'A
4 Haziran 2014 Çarşamba
sokak beni çağırıyor
uzayıp giden o kapkara asfalt
uzanıp boylu boyunca
yıldızları seyrettiğim o kayalık
kafatasıma asılmış kandiller gibi
öyle çoklar ki oradan bakınca
sokak lamlabarına küs olay yeri
kafamın içi, safi nur sanki,
ya o kuş seslerinene demeli
göğsümün kafesinde öyle neşveli
o kanaryalar, Mayıs'ın rüz-gar gülleri
ve ben, genellikle her zaman
sanki bir yağmur oluyorum öyle ılık ılık
tenim bir elekmişte içimden geçiyor muşum
öyle latifmiş vucudum o demler
ve emiyor, emiyor emiyor...
üzerine yattığım o yumuşak kaya
sonra ne ben,
ne yağmur,
ne o kaya
deli zannedip götürecek aynasızlar
çamlığın arasında semah ururken birgün
ama ne tuhaf ki; artık bunu da umursamıyorum
kimbilir belki bir tımarhaneye yatırırlar da
rapor bile alırım 'yaptığından sual olunmaz' diye
neyse ney bre! çok çene ettik gene
gecenin güne kavuştuğu yere
de be deli gönlüm,
aaaydi gidelim...
Ulaş YÜKSEL
uzayıp giden o kapkara asfalt
uzanıp boylu boyunca
yıldızları seyrettiğim o kayalık
kafatasıma asılmış kandiller gibi
öyle çoklar ki oradan bakınca
sokak lamlabarına küs olay yeri
kafamın içi, safi nur sanki,
ya o kuş seslerinene demeli
göğsümün kafesinde öyle neşveli
o kanaryalar, Mayıs'ın rüz-gar gülleri
ve ben, genellikle her zaman
sanki bir yağmur oluyorum öyle ılık ılık
tenim bir elekmişte içimden geçiyor muşum
öyle latifmiş vucudum o demler
ve emiyor, emiyor emiyor...
üzerine yattığım o yumuşak kaya
sonra ne ben,
ne yağmur,
ne o kaya
deli zannedip götürecek aynasızlar
çamlığın arasında semah ururken birgün
ama ne tuhaf ki; artık bunu da umursamıyorum
kimbilir belki bir tımarhaneye yatırırlar da
rapor bile alırım 'yaptığından sual olunmaz' diye
neyse ney bre! çok çene ettik gene
gecenin güne kavuştuğu yere
de be deli gönlüm,
aaaydi gidelim...
Ulaş YÜKSEL
1 Haziran 2014 Pazar
sonra uzandım gecenin koynuna
iki seksen, bir doksan boyumla öyle upuzun
ama artık ben uyutuyorum geceyi dizlerimde sallayıp
türlü türküler icat ederek, sonu ya gam, yahut bir kayıp
nasıl bulunur ki karanlıkta kaybolanlar
biriniz anlatıversin bunu bana
yarası da belli olmuyor ki sarsam hani
hep siyah akıyor karanlığın kanı
unutsakta bir çoğumuz hala akıyor
alışılmamış bir acı var bir yerlerde
araya onca şey girsede hala inliyor o dağ
ve arsız beyaz adam karnını şişirmekle meşgul hala
gözkapaklarımdan ağır düşer yüreğime bunca olup duran
işte böyle arkadaş, bazan uyku tutmuyor işte
insan olanın insan yanını...
Ulaş YÜKSEL / Ben Uyuturum Geceyi (Soma)
iki seksen, bir doksan boyumla öyle upuzun
ama artık ben uyutuyorum geceyi dizlerimde sallayıp
türlü türküler icat ederek, sonu ya gam, yahut bir kayıp
nasıl bulunur ki karanlıkta kaybolanlar
biriniz anlatıversin bunu bana
yarası da belli olmuyor ki sarsam hani
hep siyah akıyor karanlığın kanı
unutsakta bir çoğumuz hala akıyor
alışılmamış bir acı var bir yerlerde
araya onca şey girsede hala inliyor o dağ
ve arsız beyaz adam karnını şişirmekle meşgul hala
gözkapaklarımdan ağır düşer yüreğime bunca olup duran
işte böyle arkadaş, bazan uyku tutmuyor işte
insan olanın insan yanını...
Ulaş YÜKSEL / Ben Uyuturum Geceyi (Soma)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)