An'ı biriktirir kırlaşan sakallarım
güneşli günlerin muştusunu verir birde
önü alınamaz bir nehir gibi akıp gittikçe zaman
ağaran tan yerleriyle, bir kandil uyanır sadrımda
kendi karanlığımdan kurtuldukça
daha da kuvvetli gün be gün
inci mercan dererim gönlümün derûnundan
ne söze gelir, ne ak kağıt üstüne düşer mana
sırf zevki ile zevkidarım
şiir atımın can verdiği dipsiz bir burçtayım
etme... bu aşk ölüdürür seni
gözlerime bakma sakın...
Ulaş Yüksel
28 Aralık 2014 Pazar
27 Aralık 2014 Cumartesi
Ne garip şey...
içimde sanki bütün kentler,
keşfedilmeyi bekleyen koca bir coğrafya
içim büyük bir atlas
ülkeler, kıtalar, deltalar, ovalar
kuşlar.. şu duraksız gök
ve kendime bütün seyahatlerim
bütün göçlerim ve bütün ayrılıklarım
kendime fersah fersah tüm adımlarım
enfüs mü desem afak mı
hangisi daha doğru olur kestiremiyorum
izliyorum etten bir otobüsün retinasından
18 000 alemi, kendi şehrimin ışıklarını.cılız
puslu bir hava hakim yine bugün
hüznün rengi olmalı gri
ve ben ne zaman dalıp gitsem
turnalar geçiyor katar katar
kafatasımın maviliğinden
sürekli bir göç içimde
durdurak bilmeyen
zannediyorum ki herkes böyle
siz de böylesiniz efendim sizde böyle
hepsi içimizde, hepsi bizden bir yansıma
daha önce hiç uzanamadığım,
o kadar uzak, bir o kadar yakın
içimin şu çılgın devinimi
gölün yüzünde menevişlenen işte bak
kendi tansıklarım tüm hepsi
Ulaş YÜKSEL
içimde sanki bütün kentler,
keşfedilmeyi bekleyen koca bir coğrafya
içim büyük bir atlas
ülkeler, kıtalar, deltalar, ovalar
kuşlar.. şu duraksız gök
ve kendime bütün seyahatlerim
bütün göçlerim ve bütün ayrılıklarım
kendime fersah fersah tüm adımlarım
enfüs mü desem afak mı
hangisi daha doğru olur kestiremiyorum
izliyorum etten bir otobüsün retinasından
18 000 alemi, kendi şehrimin ışıklarını.cılız
puslu bir hava hakim yine bugün
hüznün rengi olmalı gri
ve ben ne zaman dalıp gitsem
turnalar geçiyor katar katar
kafatasımın maviliğinden
sürekli bir göç içimde
durdurak bilmeyen
zannediyorum ki herkes böyle
siz de böylesiniz efendim sizde böyle
hepsi içimizde, hepsi bizden bir yansıma
daha önce hiç uzanamadığım,
o kadar uzak, bir o kadar yakın
içimin şu çılgın devinimi
gölün yüzünde menevişlenen işte bak
kendi tansıklarım tüm hepsi
Ulaş YÜKSEL
ben bahar diyorum
sen ağzımdan öpüyorsun
sarılıyorum kollarımı koltuk altlarından geçirip
göğsünün küpeştesinde bağdaş kurarak
teslim olan sen misin, yoksa ben miyim
bilmiyorum
boşver diyorum sonra
ecel yapışsa şu an yakana ne
bu senin tabiatında var
yoksa böyle baş gösterir mi
böyle tomurcuklanır mı dalında gül
murdar mı gider sevişerek ölenler
peh... ne saçma laf
Öööööööl
öl de aşktan öl be adam !
beni
bizi sevgisizlik öldürür !
ve ben
yıkarak bütün inançlarımı
Dayatılanı, hurafeyi, savsatayı
kutlarım bu şöleni
çözülmez kollarım öyle sıkı
belki sonra tekrar kovar
sonra tekrar sonra tekrar
sonra tekrar Tanrı bizi
dokunurum sana
o ağacın altında
etine toprağına coğrafyana
yine yeniden
ilk defa keşfedercesine
ten şehrini
beden ülkeni
utanma !
yüreğimde duyayım
yüreğinin gümbürtüsünü
tutma kendini bıraaak
böylece kalalım
hiç kıpırdamadan ...
sen bir ağaç ol ben dalında aşı
nefesimle hışırdasın yaprakların
özüne yürüsün suyum
sonra birlikte toplarız geçince,
geçmesin istediğim sarholuğum
boncuk, boncuk döktüğün teri
o kutsanmış emeği
Ulaş YÜKSEL
27.12.2014
sen ağzımdan öpüyorsun
sarılıyorum kollarımı koltuk altlarından geçirip
göğsünün küpeştesinde bağdaş kurarak
teslim olan sen misin, yoksa ben miyim
bilmiyorum
boşver diyorum sonra
ecel yapışsa şu an yakana ne
bu senin tabiatında var
yoksa böyle baş gösterir mi
böyle tomurcuklanır mı dalında gül
murdar mı gider sevişerek ölenler
peh... ne saçma laf
Öööööööl
öl de aşktan öl be adam !
beni
bizi sevgisizlik öldürür !
ve ben
yıkarak bütün inançlarımı
Dayatılanı, hurafeyi, savsatayı
kutlarım bu şöleni
çözülmez kollarım öyle sıkı
belki sonra tekrar kovar
sonra tekrar sonra tekrar
sonra tekrar Tanrı bizi
dokunurum sana
o ağacın altında
etine toprağına coğrafyana
yine yeniden
ilk defa keşfedercesine
ten şehrini
beden ülkeni
utanma !
yüreğimde duyayım
yüreğinin gümbürtüsünü
tutma kendini bıraaak
böylece kalalım
hiç kıpırdamadan ...
sen bir ağaç ol ben dalında aşı
nefesimle hışırdasın yaprakların
özüne yürüsün suyum
sonra birlikte toplarız geçince,
geçmesin istediğim sarholuğum
boncuk, boncuk döktüğün teri
o kutsanmış emeği
Ulaş YÜKSEL
27.12.2014
26 Aralık 2014 Cuma
9 Aralık 2014 Salı
-
Dediler ki evimizin önünden geçmişin
sürdüm yollarını hep kendime çıkıyor
eğilip çeşmesinden soğuk sular içmişin
od düştü bağrıma hasretinden tütüyor
Geleyim ey güzel geleyim
aşayım Spil'i de İzmir düzüne ineyim
geleyim de yeşil göze kanayım
al yanaktan bir busecik alayım.
Katar katar göç yolunda turnalar
içimden bir şeyler alıp alıp gidiyor
ah ! kör olası bu yokluk.medet !
beni sevdiğimden ediyor.
Ulaş YÜKSEL / Kör olasın a yokluk / 2012
sürdüm yollarını hep kendime çıkıyor
eğilip çeşmesinden soğuk sular içmişin
od düştü bağrıma hasretinden tütüyor
Geleyim ey güzel geleyim
aşayım Spil'i de İzmir düzüne ineyim
geleyim de yeşil göze kanayım
al yanaktan bir busecik alayım.
Katar katar göç yolunda turnalar
içimden bir şeyler alıp alıp gidiyor
ah ! kör olası bu yokluk.medet !
beni sevdiğimden ediyor.
Ulaş YÜKSEL / Kör olasın a yokluk / 2012
8 Aralık 2014 Pazartesi
hüznüm bir kedi göğsümde
kovalamak şöyle dursun
okşamaya meyleder ellerim
Mır mır bütün acılarım şifacı
biraz tebbessüm, bilgece bu kelli
büyüyorum biraz daha
biraz daha kırlaşıyor sakallarım
yüreğim bir oyun tutturmuş
iman tahtam tattaravalli
Yıldızlara sarkıyor işte
Yüreğimin ayakları
Küçüldükçe küçülüyor
yıl yıl içimde
arınıp saflaşarak bir adam
Ulaş Yüksel
3 Aralık 2014 Çarşamba
2 Aralık 2014 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)