28 Aralık 2014 Pazar

An'ı biriktirir kırlaşan sakallarım
güneşli günlerin muştusunu verir birde 
önü alınamaz bir nehir gibi akıp gittikçe zaman 

ağaran tan yerleriyle, bir kandil uyanır sadrımda
kendi karanlığımdan kurtuldukça 
daha da kuvvetli gün be gün

inci mercan dererim gönlümün derûnundan
ne söze gelir, ne ak kağıt üstüne düşer mana
sırf zevki  ile zevkidarım 

şiir atımın can verdiği  dipsiz bir  burçtayım
etme... bu aşk ölüdürür seni
gözlerime bakma sakın...

Ulaş Yüksel

27 Aralık 2014 Cumartesi

Ne garip şey...
içimde sanki bütün kentler,
keşfedilmeyi bekleyen koca bir coğrafya
içim büyük bir atlas
ülkeler, kıtalar, deltalar, ovalar
kuşlar.. şu duraksız gök
ve kendime bütün seyahatlerim
bütün göçlerim ve bütün ayrılıklarım
kendime fersah fersah tüm adımlarım

enfüs mü desem afak mı
hangisi daha doğru olur kestiremiyorum
izliyorum etten bir otobüsün retinasından
18 000 alemi, kendi şehrimin ışıklarını.cılız
puslu bir hava hakim yine bugün
hüznün rengi olmalı gri

ve ben ne zaman dalıp gitsem
turnalar geçiyor katar katar
kafatasımın maviliğinden
sürekli bir göç içimde
durdurak bilmeyen

zannediyorum ki herkes böyle
siz de böylesiniz efendim sizde böyle
hepsi içimizde, hepsi bizden bir yansıma
daha önce hiç uzanamadığım,
o kadar uzak, bir o kadar yakın 
içimin şu çılgın devinimi
gölün yüzünde menevişlenen işte bak
kendi tansıklarım tüm hepsi

Ulaş YÜKSEL
yine bir sanrının peşinde zihnim
bu yüzdendir ikide bir yokluyor usumu
kör olası düşünce...

yıkıyorum aklımı imdi İbrahim'in sunağında
neye baksam bir ayna, sırrı bana işaret
aldanmam aldanmam...

Ulaş Yüksel
ben bahar diyorum
sen ağzımdan öpüyorsun
sarılıyorum kollarımı koltuk altlarından geçirip
göğsünün küpeştesinde bağdaş kurarak
teslim olan sen misin, yoksa ben miyim
bilmiyorum

boşver diyorum sonra

ecel yapışsa şu an yakana ne
bu senin tabiatında var
yoksa böyle baş gösterir mi
böyle tomurcuklanır mı dalında gül
murdar mı gider sevişerek ölenler
peh... ne saçma laf

Öööööööl
öl de aşktan öl be adam !
beni 
bizi sevgisizlik öldürür !

ve ben 

karak bütün inançlarımı
Dayatılanı, hurafeyi, savsatayı 
kutlarım bu şöleni
çözülmez kollarım öyle sıkı
belki sonra tekrar kovar 
sonra tekrar sonra tekrar 
sonra tekrar Tanrı bizi 

dokunurum sana 
o ağacın altında 
etine toprağına coğrafyana
yine yeniden 
ilk defa keşfedercesine
ten şehrini 
beden ülkeni 

utanma !

yüreğimde duyayım 
yüreğinin gümbürtüsünü 
tutma kendini bıraaak
böylece kalalım
hiç kıpırdamadan ...
sen bir ağaç ol ben dalında aşı
nefesimle hışırdasın yaprakların
özüne yürüsün suyum
sonra birlikte toplarız geçince,
geçmesin istediğim sarholuğum
boncuk, boncuk döktüğün teri
o kutsanmış emeği

Ulaş YÜKSEL 
27.12.2014

26 Aralık 2014 Cuma

şuncacıktın o soğuk yatağın içinde
şuncacık... 
şu nokta kadar kargacık burgacık

ama o gözlerin yok mu... ah, o gözlerin
evrenleri sığdırdığın kirpiklerinin arasına
kapılıp gittiğim bir girdap, umman gözlerin

yaşamın yeşil libaslar giyinmiş 
bir kadın olduğunu öğreten
derûn orman gözlerin

Ulaş Yüksel

9 Aralık 2014 Salı

-

Dediler ki evimizin önünden geçmişin
sürdüm yollarını hep kendime çıkıyor
eğilip çeşmesinden soğuk sular içmişin
od düştü bağrıma hasretinden tütüyor

Geleyim ey güzel geleyim
aşayım Spil'i de İzmir düzüne ineyim
geleyim de yeşil göze kanayım
al yanaktan bir busecik alayım.

Katar katar göç yolunda turnalar
içimden bir şeyler alıp alıp gidiyor
ah ! kör olası bu yokluk.medet !
beni sevdiğimden ediyor.

Ulaş YÜKSEL / Kör olasın a yokluk / 2012

8 Aralık 2014 Pazartesi

daldım yine
mavi deniz murekkep
yine bardağımda soğudu şiir
kaç yıl oldu andacımda demlenir
çay karası, satır arası sevgili

Ulaş Yüksel
hüznüm bir kedi göğsümde
kovalamak şöyle dursun 
okşamaya meyleder ellerim
Mır mır bütün acılarım şifacı
biraz tebbessüm, bilgece bu kelli

büyüyorum biraz daha
biraz daha kırlaşıyor sakallarım
yüreğim bir oyun tutturmuş 
iman tahtam tattaravalli

Yıldızlara sarkıyor işte 
Yüreğimin ayakları 
Küçüldükçe küçülüyor 
yıl yıl içimde
arınıp saflaşarak bir adam

Ulaş Yüksel

kelam kana bulanır dudaklarımda
sözcükler ağzımda ay kesiği

ne kamer, ne yıldız, ne samanyolu
hep gece olmak düşer payıma

sen içime düşme güzel kız
dipsiz bir kuyuyum ben... sakın!
tutunacak dalın olmaz

Ulaş Yüksel

3 Aralık 2014 Çarşamba

ISLIK ISLIK / Ulaş Yüksel (kendi sesinden)


güne çıksak bir orman gözleri
kavuşsak akşama, bir deniz
birden yutar yüreğimi
öyle derin, 
öyle uçsuz bucaksız

Ulaş Yüksel

2 Aralık 2014 Salı

bütün günahları işlemek mi lazım ille de
kimseyi hor görmemek adına

pek ala insan olunabilir 

kendini üstün görmeden de

Ulaş Yüksel

1 Aralık 2014 Pazartesi

artık dağıtalım şu hüznü kederi
dağıtalım şu bastıran sisi dizdize verip
bak nasıl da parlıyor yarmış karanlığı güneş
artık çıkalım bu kör kuyulardan gün yüzü görelim

Ulaş Yüksel