hiç işte, hiç
Varoluyorum ;
başka yaptığım bir şey yok.
~ Ulaş Yüksel ~
26 Mayıs 2015 Salı
Eriyoruz hepimiz
birlikte eriyememenin acı yangınıyla
Tek başınalık masallarıyla uyutarak kendimizi
kör bir inkar ile manastır kuyularında
Oysa ayıkması gerekiyor artık
o kutsal öpücükle uyuyan güzellerimizin
ruhban mıyiz biz Aziz
ko elmayı bir kenara Havva ey, göğe döşekler serelim
gel gir koynuma ki; uzansın ellerimiz ışıyarak
Kaf u nun'a urup, mor bulutlara ağalım.
uLÂs / Vuslat-ı Azam
birlikte eriyememenin acı yangınıyla
Tek başınalık masallarıyla uyutarak kendimizi
kör bir inkar ile manastır kuyularında
Oysa ayıkması gerekiyor artık
o kutsal öpücükle uyuyan güzellerimizin
ruhban mıyiz biz Aziz
ko elmayı bir kenara Havva ey, göğe döşekler serelim
gel gir koynuma ki; uzansın ellerimiz ışıyarak
Kaf u nun'a urup, mor bulutlara ağalım.
uLÂs / Vuslat-ı Azam
22 Mayıs 2015 Cuma
21 Mayıs 2015 Perşembe
Hep sendin sabrettiğim onca suretlerde
yoklayıp yoklayıp her bulamayışında
bir sigara daha yakıp dalıp uzaklara
beni bekledin hep, o soğuk bedenlerde
peki şimdi değişen ne
yitip giden suretlerde tuz buz onca can kırığı
yaralarımızı göstermek için miydi birbirirmize tüm bu yaşananlar
nasil sarılır acıyla bunca kesik,
nedir şu çıldırtan ince sır ?
ben söyleyim canımın içi.hem senin ağzından;
acı ile perçinlenir ve hep böyle olagelmistir
garip cilve işte
zıddıyla kenetlenir hep çatlağında ellerimiz yani
hâra düşmeyen pervaneden gayrisi anlamaz bizi
ah! yaralarımızdan daha derince şu şifalı su
neleri iyi etmez ki, artık sarsılmaz sevgimiz..
Ulaş Yüksel
yoklayıp yoklayıp her bulamayışında
bir sigara daha yakıp dalıp uzaklara
beni bekledin hep, o soğuk bedenlerde
peki şimdi değişen ne
yitip giden suretlerde tuz buz onca can kırığı
yaralarımızı göstermek için miydi birbirirmize tüm bu yaşananlar
nasil sarılır acıyla bunca kesik,
nedir şu çıldırtan ince sır ?
ben söyleyim canımın içi.hem senin ağzından;
acı ile perçinlenir ve hep böyle olagelmistir
garip cilve işte
zıddıyla kenetlenir hep çatlağında ellerimiz yani
hâra düşmeyen pervaneden gayrisi anlamaz bizi
ah! yaralarımızdan daha derince şu şifalı su
neleri iyi etmez ki, artık sarsılmaz sevgimiz..
Ulaş Yüksel
18 Mayıs 2015 Pazartesi
16 Mayıs 2015 Cumartesi
Anam gözlerini akıtır iğne oyasına
Babam rahmini deşer Soma'nın
Emek piçtir bu mahşer yerinde
Yüzyıllardır tüter bacalardan
Sırtımız ısınır, bagrımıza kırağı çalar
Ne yaz biliriz ne kış adamakıllı
Sahi, bahar ne yana düşer
Fakirin ekmeğiymiş umut... peh !
Umut bu ya; katıksız ekmek fakire yine
Ne zaman degişir de hele bu kara baht
Kes ulan artık, sen bundan haber ver
Ne zaman yıkılır bu yezidi taht
Ulaş Yüksel / Soma
75. haftanın şiir sayfası -16 Mayıs 2015
Bu muaviye zihniyeti defolup gitmedikçe daha çok ocaklara ataş düşecek ve dalga geçercesine " madenciliğin fitratında var bu " denilip bu sömürü kaldığı yerden daha zalimleşerek devam edecek...
Babam rahmini deşer Soma'nın
Emek piçtir bu mahşer yerinde
Yüzyıllardır tüter bacalardan
Sırtımız ısınır, bagrımıza kırağı çalar
Ne yaz biliriz ne kış adamakıllı
Sahi, bahar ne yana düşer
Fakirin ekmeğiymiş umut... peh !
Umut bu ya; katıksız ekmek fakire yine
Ne zaman degişir de hele bu kara baht
Kes ulan artık, sen bundan haber ver
Ne zaman yıkılır bu yezidi taht
Ulaş Yüksel / Soma
75. haftanın şiir sayfası -16 Mayıs 2015
Bu muaviye zihniyeti defolup gitmedikçe daha çok ocaklara ataş düşecek ve dalga geçercesine " madenciliğin fitratında var bu " denilip bu sömürü kaldığı yerden daha zalimleşerek devam edecek...
15 Mayıs 2015 Cuma
14 Mayıs 2015 Perşembe
12 Mayıs 2015 Salı
*
Aynı bahçeye dönük yüzlerimiz
pecerelerimiz farklı sadece
senin bir yanın deniz
bir yanım bozkır benim
Aynı dut ağacı, aynı kırmızı tulumba
burnuma çalınıyor keskin mazot kokusu
Bir topaç gibi çeviyorum kırmızı patpatın çarkını
Derken bir nehir fıkışıyor yüreğimin orta yerinden
Sıcak, şifalı, billlur...
hadi,
daya ağzını ağzıma
durma !
kararmadan gün,
iç kana kana
Ulaş YÜKSEL
pecerelerimiz farklı sadece
senin bir yanın deniz
bir yanım bozkır benim
Aynı dut ağacı, aynı kırmızı tulumba
burnuma çalınıyor keskin mazot kokusu
Bir topaç gibi çeviyorum kırmızı patpatın çarkını
Derken bir nehir fıkışıyor yüreğimin orta yerinden
Sıcak, şifalı, billlur...
hadi,
daya ağzını ağzıma
durma !
kararmadan gün,
iç kana kana
Ulaş YÜKSEL
7 Mayıs 2015 Perşembe
Küfür gibi gerçekti ellerin
sözlerinse hep yalan
nasıl da seviyorsun
dev aynasında seyretmeyi kendini
keske tenin kadar sahici olabilseydin
ısıtılmış sözlerine tezat, öyle soğuk
bunca bekleyişi nasıl bayram ederdim
sen bir de o zaman gör
neyse yine de afiyette kal
Mayıs çoktan sardı yarayı
beni düşünme, demem. peh
çünkü buna bende inanmam
Ulaş Yüksel / Riya
sözlerinse hep yalan
nasıl da seviyorsun
dev aynasında seyretmeyi kendini
keske tenin kadar sahici olabilseydin
ısıtılmış sözlerine tezat, öyle soğuk
bunca bekleyişi nasıl bayram ederdim
sen bir de o zaman gör
neyse yine de afiyette kal
Mayıs çoktan sardı yarayı
beni düşünme, demem. peh
çünkü buna bende inanmam
Ulaş Yüksel / Riya
2 Mayıs 2015 Cumartesi
1 Mayıs 2015 Cuma
Bayraklarıyla iniyor,
ak kağıda yüreğim
İşçi marşlarıyla,
bir Mayıs sabahı
Bir devrim ki kalbimde
andacım kızıl meydan
Ne dağlar ne yollar
ne de ihtilaller ayırır bizi
Ne çok ortak şeyi kucaklıyor
aklımızın, yüreğimizin elleri
Yalan mı hadi söyle ;
ne çok yerde kesişiyor yollarımız
Ve ne de güzel yaraşır ellerine senin
ellerine ekmek, ellerine gül ...
Ulaş YÜKSEL
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)