30 Kasım 2015 Pazartesi

O gülüşü bana ver..
Karanfil diye gezdireyim yakamda

Ulaş..
Kapımı vakitsiz çalan bir dost 
Maharetli bir çilingir hatta 
olur olmaz gönül evime dalan 
Bin duygunun bin bir anahtarını taşıyan
Sevdiğim  kadın kadar usta, naif ve nazik şiir

'Ulaş Yüksel
Pırıl pırıl bu gece kafamın içi
İnanmazsan kaldır başını bak göğe
Sebepsiz sevinçler aşındırdı kapımı
Ve demincek dindi yağmur
Andacım toprak kokuyor

Acı da gelip soluklandı eşikte bi yol 
Fakat yatılı değil nicedir gönlümde
Yatak yorgan ateşe vermişim
Göğü çekmişim üstüme mahsun olmam
İlahi bir hüzün benimkisi, birliğin ince sırrında

Ulaş Yüksel / Toros Tabletleri
Yedi düvel bir olmuş Akdeniz'e akıtmak istiyor 
yerin yedi kat dibinde pıhtılaşmış kanı
Bak nasıl yırtılmış orta doğunun göğü
Yeni bir akım mı bu, türkmen edebiyatı

Kan taşıyor iç güveysi yerli tankerler 
Yollar kızgın sıcak ve çöl fırtanası
Uğuldadıkca kulaklarımda lastikleri
Tekbirle vuruluyor bir suriyeli coçuğun daha başı

Ulaş Yüksel / İSYAN
Bir türlü anlayamadım 
ve hic anlayamayacağım da sanırım
Neden yalnızken seninleyim daha cok 
hem böyle iliklerime varıncaya  
ah...
bu ne çıldırtan bencillik
Bu ne bir başınalık böyle

Ulaş Yüksel

18 Kasım 2015 Çarşamba

Acayip bir saflık,
Öyle güzel bir duruluk teninde
Mesela şarap içsen 
Geçerken kuğu boğazından seçilecek rengi 
O derece acayip işte, 
Ölesiye güzel, zarif
Ve şeffaf...

Ulaş Yüksel
Ne yani...
İki dudağımdan çıkacak sözle mi a canım. 
Bak ;
Baştan aşağı "seni seviyorum" demişim ben 
Görmüyor musun

 'Ulaş Yüksel
Ben bu aleme susmaya değil 
Muhabbete geldim a cannnn
Öyle olsaydı eğer âmâda kalır 
hiç tenezzül etmezdim bile 
Ve bakma sen bunca söze 
Hep o sükut levhama dokurum
Yazarım silerim nem varsa
Yeniden yazar yeniden silerim 
Her dem yeniden doğarım
Hiç artıp eksilmeden hemde 
Kendi kabımdan taşar 
yine kendime kap olur 
kendi kabıma dolarım
Eeeey aşk sırrına meraklı şaşkın
Ko şasi bakmayı gayri de ders çıkar 
İki gözün bir görmesinden
Artık anla bundaki remzi 

uLÂs...
O elmayı havva anam
Adem suretinde iken ben
Bu gün yazmak için dişledim
Kaf kalemin Nun hokkasına dalmadan
Taaa o zamandan aşırdım

Ulaş Yüksel / Toros Tabletleri 
Bir de bakmışın ki
bütün hallerinle 
sever olmuşum seni

~Ulaş / Olurya

16 Kasım 2015 Pazartesi


Tuhaf olan ne usta ?
Ya sözcüklerse tuğlalarım
Andacım mısra dizdiğim bir duvarsa
Elimde mala yerine kalem varsa yani
Senin alnının teri yüregimden damlıyorsa benim
Emek degil mi yine, 
kutsal degil mi ekmekten daha çok
Artık bakma bana öyle. anla ;
işciyiz  ikimizde !

Ulaş Yuksel/ İşçiyiz İkimizde

4 Kasım 2015 Çarşamba

Ölümü düşlerim zaman zaman
Kelebek kapağından sızıp titreşirken sobanın ışığı tavanda 
En çokta kışın gelir  aklıma nedense

Neyse, acayip bir boşluk açılır usumda ve yatağımda 
İlkin ürküten ama sonra çekerek içine,
inanılmaz bir hafifliğe bırakarak yerini o ince derinlik

Bir korku eşiği var geçilmesi herkese farz.
Ancak cesur olanların keşfettiği bir iç ülkeden bahsediyorum
Bu cesaret başka fakat, ileri atılmakla alakası olmayan

Zaten  çeker seni o güzelim krallık aydıysan biraz olsun biricik yuvana 
Bırakmakla, vazgeçmekle alakalı, tutunduğun ne varsa bir bir
İşte bu merdanelik ki cinsiyet üstü, kadını erkeği yok! Er meydanı

Ölümü düşlerim veli saçması binbir duygunun esrikliğinde
Dalar gözlerim kelebek kapağından sızıp tavanda titreşen ışığa
Kendi içimde ben, kaç ölür kaç dirilirim, karlar yağar üstüme

Ulaş Yüksel

3 Kasım 2015 Salı

İçimde dalgalanan bu sözcükler eğer
Vursaydı seninde gönlünün kıyılarına 
Kimbilir, belki o an karışmak isterdin sularıma

Ve hep taştım aslında mısra mısra nakşettim sevgimi de
Bir gün oturup dinlenmedin şöyle andacımın kumsalında
Birakıp şu anlamsız telaşı bir kenara anlamak istemedin hiç

İşte şu menevişlenen yakamoz ;
Okumak istemedin bir gün olsun bu ışkı dalıp sularıma
Kulak vermedin adamakıllı meramıma, ah, neyleyim gayri. 

-susmaktan başka

Ulaş Yüksel \ Sitem