Ruhun sevişmeye istekli bir kısrak
Ha çıktı bedeninden, ha çıkacak
Görüyoruz birbirimizi biliyorsun
Tenin ve etin ötesinde bir gözle çırılçıplak
Ve fakat bende anlamıyorum işte
Nedir bizi aşan bu çıldırtan cilve
İçten içe tüketen bu bulanık imge
Ellerini tutmanın, sonra dokunmanın
Sonra dokunmanında ötesinden sızan o ışık
Kandilimizi söndürecek olan o çıldırtan nur
Haydi gözlerimizi sürmeleyelim
Nasıl da sardı hanemizi amber kokusu
Haydi, hırkamızı çıkaralım
Eli kulağındadır.bekleyelim
'Ulaş Yüksel
28 Ekim 2015 Çarşamba
Biriktirdigim tüm anıları yığdım önüme şimdi
Tek tek üfleyerek üzerini kaplayan duygu tozlarını
Yüklediğim anlamlardan soyarak birer ikişer
Yeniden diziyorum imdi gönül evimin tuğlalarını
Ve artık eminim buna Eleni
Çıkan onca yangın bu bağdan dermek içinmiş
O kendine has, o en güzel gülleri...
'Ulaş Yüksel
Tek tek üfleyerek üzerini kaplayan duygu tozlarını
Yüklediğim anlamlardan soyarak birer ikişer
Yeniden diziyorum imdi gönül evimin tuğlalarını
Ve artık eminim buna Eleni
Çıkan onca yangın bu bağdan dermek içinmiş
O kendine has, o en güzel gülleri...
'Ulaş Yüksel
21 Ekim 2015 Çarşamba
Sesin dalgalar misali döverken yüreğimin küpeştesini
Yırtılır gider içimde geçmişin tel örgüleri
Ben ki bu dem ilklimini şaşırmış bir an yolcusu
Yahut sorularıni yitirmiş bir aşk sarhoşu
Dostum... yaz bu kelamımı aklının andacında bir yere
Insan ki; bir çift göz görmeye, zamanın evini viran eden
Sen sen ol yitirme o gözleri, sakın bırakma o elleri
Ulaş Yüksel
Yırtılır gider içimde geçmişin tel örgüleri
Ben ki bu dem ilklimini şaşırmış bir an yolcusu
Yahut sorularıni yitirmiş bir aşk sarhoşu
Dostum... yaz bu kelamımı aklının andacında bir yere
Insan ki; bir çift göz görmeye, zamanın evini viran eden
Sen sen ol yitirme o gözleri, sakın bırakma o elleri
Ulaş Yüksel
Derin efkarı çöktü gecenin yine üstüme
Olur bazan böyle demler.bu aralar sıkça
Onca neşenin içinde birden duruluverir insan
Nedendir anlayamazsın bi'türlü.çokça
Ve fakat bana öyle geliyor ki artık
sevilmek ihtiyacı hepten bu
Neyse...
koyarsak demogojiyi bir kenara imdilik;
Ne bastırıyoruz ama beee
Amma da güçlüyüz he
Kuruyup giden kalplerimizle hani
kibirli birer tanrıyız her birimiz
Ulaş Yüksel
Olur bazan böyle demler.bu aralar sıkça
Onca neşenin içinde birden duruluverir insan
Nedendir anlayamazsın bi'türlü.çokça
Ve fakat bana öyle geliyor ki artık
sevilmek ihtiyacı hepten bu
Neyse...
koyarsak demogojiyi bir kenara imdilik;
Ne bastırıyoruz ama beee
Amma da güçlüyüz he
Kuruyup giden kalplerimizle hani
kibirli birer tanrıyız her birimiz
Ulaş Yüksel
Aklım aşağı ki korulukta her şeye rağmen
Tadı yok bu sonbaharın fakat
Hiç benzemiyor da önceki senelere
Yapraklar al al kızıl kan
Ne sarısı sarı ne kahvesi kahve
Niçin düşer dalından
Vurulup toprağa onca can
Kirli bir mevsimin kurbanı bu kez tabiat
Niçin ağlar ağaç gövdesinden kopup giden
Pisi pisine nice ayrılık, nice ölüm
Zemheri şu, kızıl kar, erkenden gelen.
Ulaş Yüksel
Tadı yok bu sonbaharın fakat
Hiç benzemiyor da önceki senelere
Yapraklar al al kızıl kan
Ne sarısı sarı ne kahvesi kahve
Niçin düşer dalından
Vurulup toprağa onca can
Kirli bir mevsimin kurbanı bu kez tabiat
Niçin ağlar ağaç gövdesinden kopup giden
Pisi pisine nice ayrılık, nice ölüm
Zemheri şu, kızıl kar, erkenden gelen.
Ulaş Yüksel
Kendine bile itiraf etmeye korktuğun
Bütün zayıflıklarını
Ayı da şahit tutarak sıraladınya bu gece bir bir
Sadece bu yüzden sevseydim keşke
gül rengi şarabı
Ve varsın sahoş desinler bize ne çıkar
Kendileriyle yüzleşmeye korkan kalabalıklar
Perdelerin ardında o laf ebesi güruh
Ezber ettikleri bir inancın esiri
Ne varsa şu hayatta guzel. haram!
Dokundukça ışıldayan tenin,
Dudakların nerde Eleni
Öptükçe uyandıran derin uykulardan
Ellerin, martı ellerin...
Biz ki, o narda, nuru görmüşüz
Ko, bu sır kalbimize mezar olsun
Anlatmaya çalışmak zaman kaybı
Varsın bilmesin kimseler.
Ulaş Yüksel
Bütün zayıflıklarını
Ayı da şahit tutarak sıraladınya bu gece bir bir
Sadece bu yüzden sevseydim keşke
gül rengi şarabı
Ve varsın sahoş desinler bize ne çıkar
Kendileriyle yüzleşmeye korkan kalabalıklar
Perdelerin ardında o laf ebesi güruh
Ezber ettikleri bir inancın esiri
Ne varsa şu hayatta guzel. haram!
Dokundukça ışıldayan tenin,
Dudakların nerde Eleni
Öptükçe uyandıran derin uykulardan
Ellerin, martı ellerin...
Biz ki, o narda, nuru görmüşüz
Ko, bu sır kalbimize mezar olsun
Anlatmaya çalışmak zaman kaybı
Varsın bilmesin kimseler.
Ulaş Yüksel
13 Ekim 2015 Salı
Artık duramam Eleni
Böyle dövüyorken iç sesim döşümü
Ölürüm yazmasam
pek ala biliyorsun bunu.
Hem değil mi ki nimete nankörlük bu
Kesilmez mi şiirler okumasam
Derin orman gözlerine,
Saçlarına omuz başlarından çağlayan,
Ellerine Eleni,
martı ellerine, denizler icat eden
Kesilmez mi sus pus olsam
bu kutlu nimetin ardı arkası.
Sen,
iyisimi bir dolma kalem al bana,
Sarı saçlı mısraların başını okşarız çıkarsak yaza
Gel, gecenin rahminde şiir dölleyelim biz yine
Şurda Kasım'a ne kaldı
Birde ucuz şarap açtık mı
deyme gitsin keyfimize
Ulaş Yüksel
Böyle dövüyorken iç sesim döşümü
Ölürüm yazmasam
pek ala biliyorsun bunu.
Hem değil mi ki nimete nankörlük bu
Kesilmez mi şiirler okumasam
Derin orman gözlerine,
Saçlarına omuz başlarından çağlayan,
Ellerine Eleni,
martı ellerine, denizler icat eden
Kesilmez mi sus pus olsam
bu kutlu nimetin ardı arkası.
Sen,
iyisimi bir dolma kalem al bana,
Sarı saçlı mısraların başını okşarız çıkarsak yaza
Gel, gecenin rahminde şiir dölleyelim biz yine
Şurda Kasım'a ne kaldı
Birde ucuz şarap açtık mı
deyme gitsin keyfimize
Ulaş Yüksel
Kadim bir dosttur gece bize
Şiir yüzümüzü ağartan ay
İşten saymaz bir çoğunuz
Meslek değildir de zaten
aşkın bulaştığı hiç, bir, iş.
Ateş böcekleri uçururuz
yazdıkça yarılan sadrımızdan harf harf
Biz ki dışardan değil içerden gıdalananlarız
Ondandır ışık saçar hep parlak alınlarımız
Artık tasalanma benim için
Bir düşün hem, az sey mi bu ?
Aç kalmaz hiç bir gün bizim ruhumuz
Ulaş Yüksel
Şiir yüzümüzü ağartan ay
İşten saymaz bir çoğunuz
Meslek değildir de zaten
aşkın bulaştığı hiç, bir, iş.
Ateş böcekleri uçururuz
yazdıkça yarılan sadrımızdan harf harf
Biz ki dışardan değil içerden gıdalananlarız
Ondandır ışık saçar hep parlak alınlarımız
Artık tasalanma benim için
Bir düşün hem, az sey mi bu ?
Aç kalmaz hiç bir gün bizim ruhumuz
Ulaş Yüksel
Kadim bir dosttur gece bize
Şiir yüzümüzü ağartan ay
İşten saymaz bir çoğunuz
Meslek değildir de zaten
aşkın bulaştığı hiç, bir, iş.
Ateş böcekleri uçururuz
yazdıkça yarılan sadrımızdan harf harf
Biz ki dışardan değil içerden gıdalananlarız
Ondandır ışık saçar hep parlak alınlarımız
Artık tasalanma benim için
Bir düşün hem, az sey mi bu ?
Aç kalmaz hiç bir gün bizim ruhumuz
Ulaş Yüksel
Şiir yüzümüzü ağartan ay
İşten saymaz bir çoğunuz
Meslek değildir de zaten
aşkın bulaştığı hiç, bir, iş.
Ateş böcekleri uçururuz
yazdıkça yarılan sadrımızdan harf harf
Biz ki dışardan değil içerden gıdalananlarız
Ondandır ışık saçar hep parlak alınlarımız
Artık tasalanma benim için
Bir düşün hem, az sey mi bu ?
Aç kalmaz hiç bir gün bizim ruhumuz
Ulaş Yüksel
7 Ekim 2015 Çarşamba
Ne güzel şey insan olmak
Acıtsa bile canını zaman zaman
Hüzne varıncaya dek sevmek
Kapılmadan çokça fakat ;
Tatmak iliklerine kadar kimi zaman.isterik
Bilgece ağlamak nedir bilir misin Eleni
Bir yangının içinde gül bağında dolaşmak
Gözyaşımın rengi diyorum, değisti nicedir
Bir orman yeşeriyor kalbimde ağladıkça bak artık
Ulaş Yüksel
Acıtsa bile canını zaman zaman
Hüzne varıncaya dek sevmek
Kapılmadan çokça fakat ;
Tatmak iliklerine kadar kimi zaman.isterik
Bilgece ağlamak nedir bilir misin Eleni
Bir yangının içinde gül bağında dolaşmak
Gözyaşımın rengi diyorum, değisti nicedir
Bir orman yeşeriyor kalbimde ağladıkça bak artık
Ulaş Yüksel
Altın saçlı bir kadını hatırlatır bana böyle geceler
Omuzlarının üzerinde taşıdığı güneş gibi gülüşüyle
Ne zaman uğrasa sokağıma ıslak saçlarıyla deli yağmur
dalar haneme hiç sormadan öyle paldır küldür
Gecemi aydınlatan bir düş şimdi fakat artık
Vazgeçmeme rağmen peşimi bırakmayan bir hülya
Hic dokunamadığım, uzanıp erişemediğim
kimi sevsem benden önce sarılıp ısındığı
ucurtmam ve düşlerimin bile hep,
daha yakın olduğu bir kadın...
ve kadınlar
Anne...
dizlerin nerde
Mecalim kalmadı
Bir mısra daha düşsem murekkebi akar
Bırakayım şu başımı kucağına bir an lütfen
Taşıyamaz oldum bu yüreği artık inan
Ulaş Yüksel
Omuzlarının üzerinde taşıdığı güneş gibi gülüşüyle
Ne zaman uğrasa sokağıma ıslak saçlarıyla deli yağmur
dalar haneme hiç sormadan öyle paldır küldür
Gecemi aydınlatan bir düş şimdi fakat artık
Vazgeçmeme rağmen peşimi bırakmayan bir hülya
Hic dokunamadığım, uzanıp erişemediğim
kimi sevsem benden önce sarılıp ısındığı
ucurtmam ve düşlerimin bile hep,
daha yakın olduğu bir kadın...
ve kadınlar
Anne...
dizlerin nerde
Mecalim kalmadı
Bir mısra daha düşsem murekkebi akar
Bırakayım şu başımı kucağına bir an lütfen
Taşıyamaz oldum bu yüreği artık inan
Ulaş Yüksel
Hiç bu kadar yakın olmamıştı ay
Hiçbir gün bu denli saydam gök
Ve sen şimdi bu saatlerde hep olduğu gibi
Dehşetle merak ediyorsun ne yaptığımı...
Seni düşünüyorum,
senden başka hiç bir şey olmadığını
Ölesiye emin tüm hücrelerime varıncaya
Bu defa mübarek başını taşıyarak fakat
Üzerimden o büyük yükü atmanın verdiği bir bahtiyarlikla
Kutsal bir kaseyi taşır gibi omuzlarımın üzerinde nihayet
Kırılıyor bütün zincirlerim,
çözülüyor tüm düğümler bir bir
Sen ben oluyorsun, ben de sen işte canımın içi
Ve utuşuyor ankanın kanatları birdenbire. ölesiye hür
Haydi gidelim, bu gök yetmez artık bize
~Ulaş Yüksel
Hiçbir gün bu denli saydam gök
Ve sen şimdi bu saatlerde hep olduğu gibi
Dehşetle merak ediyorsun ne yaptığımı...
Seni düşünüyorum,
senden başka hiç bir şey olmadığını
Ölesiye emin tüm hücrelerime varıncaya
Bu defa mübarek başını taşıyarak fakat
Üzerimden o büyük yükü atmanın verdiği bir bahtiyarlikla
Kutsal bir kaseyi taşır gibi omuzlarımın üzerinde nihayet
Kırılıyor bütün zincirlerim,
çözülüyor tüm düğümler bir bir
Sen ben oluyorsun, ben de sen işte canımın içi
Ve utuşuyor ankanın kanatları birdenbire. ölesiye hür
Haydi gidelim, bu gök yetmez artık bize
~Ulaş Yüksel
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)