12 Nisan 2012 Perşembe

ve ilkin,
çevrip başımı baktığımda
görüyorum ki,
ne varsa senden başka aynasında aşkın
bir bir silinip gidiyor sırrından

ellerim uzanıyor sonra
bir çift martı oluyor ellerim
sona eriyor bu amansız harp 
birdenbire iki mavinin arasında
tarıyorum dizinin dibinde altın saçlarını dalgın
ebedi bir sulhle içimin en mahrem köşesinde

yüzüme düşüyor aksin. sen
yüzümü çeviyorum ben oluyorum
iki kaş arası bir kesişme bu.iki göz
bende başlayıp bende nihayet bulan
o kadar uzak, bir o kadar yakın
biri sen, biri ben... neye baksak biz

galibiyetin ve yenilginin izleri bunlar
görüyor musun hey
alnımın aynasına oturan 
bu en güzel çizgileri daha otuz beşimde

okuyabiliyor musun
nasıl da gülümsüyor bak
ayaklarını sarkıtıp bir çocuk gibi
kendinde bulduğu o hududsuz hazineyle
bir bilgenin rahatlığında, kafatasım muzaffer

mutsuz değilim artık evet,
gülmeyi de öğretirmiş gözyaşları.ama sahiden gülmeyi
minnet dolu bir tebessümle ağzımın kenarında ölesiye sade
eritip kimyasıyla ağır ağır, zamanın örsünde işleyerek acıyı

'Ulaş Yüksel 

Çağdaş Yaşam / Sayı : 109 / 9 - Nisan 2012

























Göğe düşüyorsun ilkin
kaldırıyorum başımı alabildiğine mavi
Çekiyorum ciğerlerime kokunu
seni taşıyan rüzgarlardan

Suya düşüyorsun sonra, alabildiğine berrak
içiyorum bir pınarın oluğundan kana kana
Karışıyorsun kanıma yavaş yavaş
doyamıyorum ...

Sonra düşüyorsun toprağıma yeniden,
alev alev yanıyor içim ve
yarıyorum toprağı alabildiğine yeşil
Bin yıldır beklerim bu yorganın altında
yaratıyorum kendimi en baştan,
kökten uca sen

Yapraklarım en güzel şarkıları söylüyor rüzgarların koynunda
öbek öbek tomurcuğa duruyorum dalımdan budağıma
derken çiçeğe kesiyorum baştan aşağı sen
yemişlerim, gülüşlerinle olgunlaşıyor şimdilerde
Zemherim bahar

Dallarımda binbir çeşit kuş cıvıl cıvıl,
seni fısıldıyor bütün ıslakları, bütün şarkıları ıslık ıslık sen
Bir tek dilieğim var sadece eeeeey Koca Yezdan
yüreğim dağlanır arifsin halime;
bilirsin ... bir tek dileğim.

Ulaş YÜKSEL / Cemre / 2012

Başta bu mısraları düşmemi sağlayan o güzel insana ve kıymet verip; böylesi güzel ve anlamlı bir sayıda, benim için gerçekten çok kıymetli olan bu şiirime yer vererek onurlandıran, mutlandıran Duran Aydın ağabeyim olmak üzere, tüm Çağdaş Yaşam emekçilerine teşekkürü bir borç bilirim.

7 Nisan 2012 Cumartesi

Turunç Dergisi / Ocak-Şubat-Mart Sayısı























N e el veren oldu , ne de ufkum açan senin gibi
A nsızın geldin hayatıma daha onsekizimde, son şiirlerinle
Z amanında; Tanrının önceden karar kıldığı bir anda belkide, kim bilebilir ki
I hlamur kokuları geliyor burnuma pencerem açık,
M en senden öğrendim mısra dizmeyi, şiir damlar sehbama kaç zamandır

H as bahçemde kaç gül bitti ki bu güne dek, en kırmızısından biri sen
İ krar verdik aleme gelmezden evvel, kalem tutan el olacağız diyerek
K astımız senmişsin, pirimiz sen, anladık ve sevindik ve şükrettik
M uhammed'in parmaklarını gördük elestte, ondandır kalemin bu efeliği
E n harbisinden bir ege zeybeği, haydi vurun davullara meydanda ak sayfalar
T esliimiyet yok! teslim olmak yok! zindanda da geçse ömür

R azıyız ölüme, tutmuşuz pirin elinden, vız gelir mahpus bize
A nam avradım olsun dönersem ikrarımdan
N e ki ölüm, ne ki mahpus, bir yalan dünya bura nihayetinde...


Ulaş YÜKSEL / Nazım Hikmet Ran (Akrostiş Şiir)

Hep yayımlanacağı günün düşünü kurduğum bir şiir olmuştur bu çalışmam.
O büyük ustanın hakkını ödeyemem fakat; bu şiiri daha yazdığım gün, bir vefa borcunu yerine getirmiş gibi iyi hissettim kendimi.

Yeniden teşekkürler Nazım, şad-ı revan ruhun handan olsun.
Ve yeniden teşekkürler TURUNÇ.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Turunç Dergisi' ( yayımlanan ilk şiirim )



Hep böyleydim

Ya ağlarken tutup elinden bir çocuğu
gezdirdim içimin panayırında,
ya gülerken hep içime yağdı
fazlaca kendimin sandığım
binlerce hüznün yağmuru

Ne içimdeki fırtanın gürültüsü sızdı dışarı,
ne gözümdeki yaşla harab oldu içimdeki bahçe

Sadece göründüğüm gibiyim gözünde
ama aldanma baş gözüyle gördüklerine
aynı panayırın aynalı solunu bu alem
takılma, gül geç görünen suretlere

Hep başka bir yüz vardır görünenin ardında
onun da bir yüz olduğunu unutma
Sahibinin kirlenmesinden korktuğu belkide

Yetinme gördüğün kadarıyla diğerleri gibi
sen gönlüme bakmayı becerebilen bir kadın olmayı seç
yüreğinle gör içimde sakladığım o mavi göğü ...
sonra de ki; '' sen göründüğün gibi değilsin''
ve ben varsın mahçup olayım bu üryanlığımdan

Sus, hiçbir şey söyleme,
seyret kendini masmavi.


Ulaş YÜKSEL / Olduran Sükût / 2011