30 Haziran 2015 Salı

bilmiyorum diyebilecek kadar bilge ve özgürdük 
ne dilimiz dolanırdı  kıvırmak için ne zihnimiz
hatta bir zihnimiz bile yoktu çok zaman 
andan ibaretken mevsim aşktan ibaretken

ölesiye açarken koynunu bahtiyar
hesapsız dalarken gözlerine izinsiz öyle hür
balıklar  atlardı tekneme, sırtında güneşler taşıyan

inciler dererdim ak gerdanına, dalıp gönlüne,
nasılda  sıcaktı suların ah ! 
ben senin yüreğinde, hiç vurgun yemedim  hiç
keşke şu boşluk kadar gerçek olsaydın Eleni

~Ulaş Yüksel~
bense hâlâ 
o ikindide kalmışım 
ne uzuyor 
ne kısalıyor gölgem

~Ulaş Yüksel~
Hızla geçiyor ömür

Katar katar ulanarak 
seneler birbiri ardınca
Ellerimiz kuruyor  
gururun aynasında
sevgisizlikten bak

Om-zum çürüyor..

~ Ulaş Yüksel ~

26 Haziran 2015 Cuma

Kaç deniz eskimiş güvertemde 
Lodos aşınmış nicedir yelkenlerimde

Suyun yüzüne yazılmış, yazılır ismin her kavgada
Keşke, keşke şu boşluk kadar gerçek olsaydın Eleni

~ Ulaş Yüksel ~

4 Haziran 2015 Perşembe

Sen suda balık  
deniz sana benzer

Sen dalda tomurcuk
agaç sana benzer

Sen semada beyaz güvercin
gökyüzü sana benzer

Ben elimde kalem. belki şair
şiir sana benzer...

~ Ulaş Yüksel 
binmedim, 
binmem de o savaş arabalarına
bel üstü yolculuklardır hep 
maviliklere çıkarır yüreğimi

susmayı ben, 
yollarda öğrendim 
ki ; vardığım denizler, 
hiç bulanmasın istedim

~ Ulaş Yüksel ~
Iz sürüyor andacımın bağrında kalem
Gerdanında kaderim zapta geçer...

~ Ulaş Yüksel ~
yazgın alnımda altın harfli alfabe
gün vurdukça parlayan 
içimdeki nehrin suları ki; artık,
yol bulur, hep senin değirmenine 
ve engin akar suyum
tüm kusurlar tuz buz olur  çarkımda
ve pazarlıksız,  hiç, bulanmadan
baglamadan umudumu öğüttüğün erzağa 
ne ümit ederim, ne korku durur usumda
cümlesi  ıraktır gayri bana.

uLÂs...