bilmiyorum diyebilecek kadar bilge ve özgürdük
ne dilimiz dolanırdı kıvırmak için ne zihnimiz
hatta bir zihnimiz bile yoktu çok zaman
andan ibaretken mevsim aşktan ibaretken
ölesiye açarken koynunu bahtiyar
hesapsız dalarken gözlerine izinsiz öyle hür
balıklar atlardı tekneme, sırtında güneşler taşıyan
inciler dererdim ak gerdanına, dalıp gönlüne,
nasılda sıcaktı suların ah !
ben senin yüreğinde, hiç vurgun yemedim hiç
keşke şu boşluk kadar gerçek olsaydın Eleni
~Ulaş Yüksel~
30 Haziran 2015 Salı
26 Haziran 2015 Cuma
4 Haziran 2015 Perşembe
yazgın alnımda altın harfli alfabe
gün vurdukça parlayan
içimdeki nehrin suları ki; artık,
yol bulur, hep senin değirmenine
ve engin akar suyum
tüm kusurlar tuz buz olur çarkımda
ve pazarlıksız, hiç, bulanmadan
baglamadan umudumu öğüttüğün erzağa
ne ümit ederim, ne korku durur usumda
cümlesi ıraktır gayri bana.
uLÂs...
gün vurdukça parlayan
içimdeki nehrin suları ki; artık,
yol bulur, hep senin değirmenine
ve engin akar suyum
tüm kusurlar tuz buz olur çarkımda
ve pazarlıksız, hiç, bulanmadan
baglamadan umudumu öğüttüğün erzağa
ne ümit ederim, ne korku durur usumda
cümlesi ıraktır gayri bana.
uLÂs...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)