31 Mayıs 2016 Salı

- Yalnızca Çocuklar Girebilir Tanrının Krallığı'na ...

Bir kulağından girer diğerinden çıkar tüm söylediklerin
önce parkta kardan adam yapılacak !
bu her şeyden mühim.
Sonra konuşulur belki bir ara vakit bulunursa oyundan
hayatın gerçekleri diyerek inandığımız onca zırvadan

Akşama kestane, patlamış mısır, uykudan evvel masallar
dinlemeye vakit yoktur yine düşer gözkapakları.ağır
Kaptırırken kendini o büyülü masala,
kapanırken gözleri gecenin huzur veren dinginliğinde
dalar saf bir düşün içene kadife kanatlı bir baykuşun koynunda

Dünyanın en masum, en temiz canlısıdır çocuklar
hiç deneme bile bence, onlara bir şeyler anlatmayı
bulaştırma ellerinin kirini, o tertemiz hazineye
Yaslan arkana ve seyret onları olduğu gibi
belkide bizim öğreneceklerimiz var onlardan,
onlardan daha çok onlardan ...

Bir fırıldağın ıslığı çalınıyor şimdi kulaklarıma
bilyelerim duruyor mu aceba tavan arasında
Hangi mısranın aralığında kaybettim büyük hazinemi
ne ara büyüdü ellerim bu kadar çabuk.bulamıyorum

Adım adım yaklaşıyorum fakat Tanrı'nın Krallığı'na
seyrettikçe onları, bir ırmağı seyreder gibi 
yıkıyorum ellerimi çocukluk anılarımla
yıkanıyor yüreğim ılık ılık sıcacık gülüşleriyle kafamın içi.

Ulaş YÜKSEL
Bölüm : Olduran Sükût / 2012 /

Yalnızca Çocuklar Girebilir Tanrının Krallığı'na.../




ALİ İSMAİL KORKMAZ 
Vuruldu karafilin boynu
Na şuramda... 
henüz baş vermişken daha
daha bir acı kokuyor sanki bu yaz bütün çiçekler 
on yıllardır baharın uğramadığı yurdumda
koklamak gelmiyor içimden

genzimde bir yumruk oluyor 
açıyor haklı küfrünü patlatarak 
kan kırmızı ağzımdan derken
bu zulme, bu kahbe düzene

yakışmıyor 
insanın ağzına küfür bilirim
- ya eline kan !

Ali... kardeşim
annem bilirim anneni
kaçamıyorum 
olmuyor bir türlü
acına ortak olmaktan
alamıyorum kendimi


Ve seninle bileyliyorum imdi 
hay van yanımı
seninle biliyorum, 
Ethem'le, Abdullah'la
bu kutsal beraberlikle 
in - san - lığımı

Ali'm... 
       kardeşim 
               rahat uyu
şad ol,
       elbet ezilecek 
elbet
       o akrebin başı !


Ulaş Yüksel / AKrePin Başı





30 Mayıs 2016 Pazartesi

Ve her yağmur sonrası 
gül kokar terim benim 
İnanmazsan gel,
                  gir koynuma

Ulaş Yüksel
Gözlerinde ne var biliyor musun
Acının ve hüznün o muhteşem tebessümü
Evet, sadece bunun için sevebilirim seni
Gülüşüne kıvrılıp yatmış keder ah !
bin yıllık derin uykularda miskin
Ve sen gülmesen bir gün, uyanır da o dev
Yalımlar saçarak ağar, ağır iniltisi tutuşturur felekleri
Haydi öp ağzımdan artık durma, beni
Ancak bir aşk dönüştürür, bir cüceye o devi

Ulaş Yüksel
Ay böyle 
              büyümüşken gözlerimde 
              hadi tutsun da göreyim 
uyku beni

Ulaş Yüksel
Haksızım demek ah 
Ne büyük zafer bazan o

Hayatta böyle basit işte 
Ama sen zoru seviyorsun 

Bir de kandırmayı kendini 
Ahmaksın ahmaksın insan ey..

Ulaş Yüksel
Tanrıların ağzında 
                  ıslandı dudaklarımız
Ondan böyle divane, 
                  böyle sermestiz 

Ulaş Yüksel
Bakır saçları alev alev 
                         teni bir yaz akşamı
Göğsünün rahlesinde
                         kainatın sırrı yazılı

Gayride kodu şirk ehli
                         göğe cıkardı Allah'ı
Biz ki hep Mecnun idik
                         Leyla'da sevdik hep Hakk'ı

Ulaş Yüksel
Gidişin bir iç uluması
Saçların rüzgarda savrulan kül
Yapışsa tenime toz buz
Kırarak kaburgalarımı
Sadrımdan bir anka havalanır

Ulaş Yüksel



İnsan insandan çoşarmiş. Teşekkürler Efla Firat..


tüm rezilliklerimizi  unutup 
gözlerini iki kandil gibi ışık ışık 
asarak kafatasıma 
ikimiz içinde 
iyi dileklerde bulunacağım 
imdi eteklerimizde taşlar
ırmağa inmek zamanı
çok kirlendik malûm,
haddinden çok.

Ulaş Yüksel
Arpanın ve üzümün aynasında kendi yüzümü gördüğümden beri
Musanın asası yitirdi büyüsünü  kızıl deniz roz (rose) derya
Bu umman olmasa ne ki ol asanın gücü

Feryad figan fravun içimde bi telaş gayri
Benim sularım dingin yeminliyim
Çekmem ol kadehten elimi 

Sana haram içtikte ayarım bana yok sorgu suali
Sana zehir bana panzehir-sövme artık Kasım
Eri susturur bu meret, etme! azdırır iti...

uLÂs..

26 Mayıs 2016 Perşembe

"Ben çıplacık ayaklarımla" dedi kadın
Mavi murekkep sularına indim öylece üryan
Kendi yansımamı gördüm de andacının aynasında
Kendi sesime vuruldum, boğuldum, can verdim 
Kurutulmuş esmer kanatlı bir kelebeğim
Harf harf harcadın satır aralarında beni şair 
O gizemli karanlık tuzaklarına nasılda atıldım umarsız
Ve aslımda ben kendime aşık, pervane kendime, kendime deli 

Meraktan soruyorum...
Sen bu ateşi bu ummanda yakmayı böyle nasıl becerdin
Ey maharetli avcu ah.. şiir okun onulmaz yaralar açtı
Karanlığında yitip yok olan o gece kelebeği işte ben
Ve gecenin sabahı öptüğü yerde, ağların yırtıldığı
Ne sen ne ben, günün güneşin türküler çığırdığı ince çizgide
Bizi gördüm şair anlıyor musun biz'i... kendini bi'şey sanma 
Sen kalemdin ben harf... Nakkaş mı ?
O yoktu ortalıkta, hiç olmadı da zaten.

uLÂs Yüksel


ulan olum aldırma
takma kafana 
bir tek ölümdür
bir tek ölüm !
hep sağ kalan
şu hayatta... 

Ulaş Yüksel
Bazı şiirler açık yaradır
Ne zaman okusan kanarsın

Keskin bıçak ağzıdır
Dokunsan yüreğin can kesiği

Ulaş Yüksel

Ulaş Yüksel
Olgun bir tebessüm 
gelmiş oturmuş ağzının kenarına
Gelecek vadeden bir aşkın mührü bu
vurulmuş kaşlarının arasına

Ulaş Yüksel

On üç  yaşımda bir çocuk 
hâlâ şaşkın durur içimde 
Babası şu kapıdan şimdi girer 
hep otuz sekiz yaşında..

Ulaş Yüksel


pembe gölgesinde duruyordu kadın
Tanrı'yı gönendiren bir bilinçle.emîn
dostluktan öte bir yakınlıkta.naif
başı dik bir tevazuyla.lirik

Ulaş Yüksel
Bir şey hissedemiyorum 
ve bu beni öldürüyor  

Hiçliğin rahminde 
Yokluk tohumundan

küllerimden yeniden 
         var ederek hem de

Ulaş Yüksel / Diriliş

Asil dirilik ödenecek diyetin kalmadığı yerde baş verir..
En çok da sevdiklerimi yerden yere vururum 
En çok da onları kırarım ben
Çünkü kırıldıkları yerden,
daha sağlam ayağa kalkar onlar
Hiç bitmeyen bencilliklerim... 
bilinçli bencilliklerim !!!

Ve adım nelere çıkmaz ki... 
varsın çıksın ko, mühim değil 
Dertleri dillere düşmesin tek ki
Usta şifacıyım 
yarayı sır ederim ben 
Daha
              bir daha 
yaralanmasın tek ki onlar isterim.

Ulaş Yüksel
Ve şöyle demişti hatırla !
Bir tek aşk eşiğine yatarım
Çünkü beni bu köpeklikten 
Ancak bir aşk kurtarabilir

uLÂş..
Ve demincek dindi yağmur
Andacım toprak kokuyor

Ulaş Yüksel

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Baktın  ki vazgeçemiyor insanlar 
O plastik oyuncaklarından, sen vazgeç
Ağır ağır zehirler çünkü ruhunu zamanla
Ne olduğunu anlamazsın bile 

Ve bir anda uyandın uyandın
Sittin sene haberin olmaz ya deyse
Ne sinsi hastalıktır zira
şu alışmak denen illet

Kur  terazini 
ve akıllıca tart imdi 
Haksızlık etme artık kendine
Varsın oyun bozan desinler ardından

Ulaş Yüksel / Kendime Nasihat
O  hadiseyi de yanlış anladınız zaten
Aşırılıktı hacı baba "aşırılık"
Şarap değildi haram olan

Neyse.. kolay gelsin sana haydi eyvallah
Ben Pala'nın meyhaneye gidiyorum 
Mal yığmağa devam et sen de.

Ulaş Yüksel /  Mal Sarhoşu

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Kaç Yusuf düşmez ki o gamzeye
Sen kur tuzaklarını... acele et !
av olmaya dünden razıyım ben

Benim de gömleğimin hem,
önden yırtılmışlığı var hani
kaç... kez ?

Ve şu zindanda  imdi 
ağzımın kenarında asılı bir kandil neşem 
Başka da kandil tanımam hani

Işığı takip et yankılanan, 
Ve ne olur çabuk gel bekletme
düzen tutmaz fitilim.

Ulaş Yüksel
00:19
Uzun uzun seyrettim geçen akşam
Öğretmenler Parkı'nda kıvırcık saçlı bir kadını
Yivli yatağıdan fırlayan bir kurşun  gibi 
döne döne saplandı yine yüreğime bir şeyler

Sürmeli diyorum  
Bütün kıvırcık saçlı kadınları bu ülkeden
Yahut sürgüne gitmeli bizatihi
tüm kıvırcık saçlı kadınları bırakarak geride

- ve her kadın birazdan fazlaca kıvırcık bu günlerde !

Ah! sorma, karmakarışığım yine
Gitmekle gitmiş olunur mu sanki 
silinir mi yaşananlar öyle hemen 
Benimki de laf işte. peh...

Zaman eleği ey !
Kısa tut, uzun sürmesin bu kelli
Hoş bir hatıra kalsa yeter  kalbur üstü 
Çarçabuk ele acımı, savur gitsin yele.. 

Ulaş Yüksel

20 Mayıs 2016 Cuma

her aşk biraz aptallıktır
en iyi kendimden bilirim bunu
ve tüm bu yerleşen acıların  
ötesine sıçramak için Eleni
yeni bir delilik bana lazım olan
eee ne derler bilirsin.kaçmak  olmaz

- çivi çiviyi sökermiş !

Ulaş Yüksel
Nasıl sevmeyim abi 
Hatun sosyalist, 
Üstelik Beşiktaşlı,
Türkü dinliyor, rakı içiyor 
Çaysız günü yok yeminlen
Vefalı kızım diye seviyor teyzesi
Küpeştesini hiç görme, 
O sokağa hiç girme zaten
Baştan başa sardunya, begonya
Yemin olsun bak.aşk çarpsın
Her adımın bahar bahçe.

Ulaş Yüksel




Kendimi ziyaret ettim bu gece...
Ne hoş sohbet bir adammışım meğer

Ulaş Yüksel / İhmal


17 Mayıs 2016 Salı

İlk çekirge ıslığını işittim demin
Bana ne senin aldığın arabadan
Kavağın ve rüzgarın türküsünü dinliyorum
Yemyeşil...
Sancaklarıyla içime iniyor bahar 
Derken anlık bir cezbeyle 
Kayalığın tepesinde alıyorum soluğu
Bütün düğmelerini gömleğimin bir bir
Nasıl da esiyor rüzgar 
Ürkek bir Ceren sanki koynuma sokulan
Dokumanın sırrını fısıldıyor  tenime
Şu gezdiğim yolun gecesi de başka güzel hani
Bir gelseydin bir görseydin sende keşke 
Vadi boyunca cilveleşen gece bülbüllerini
Bülbüle de benzemiyormuş aslında Kemal söyledi 
Kuşçu Kemal canım 
Merakından uyuyamamış aramış bulmuş
Sığırcığa benzer benekli bir kuş diyor
Aman neyse ne 
Gel... Gel oturalım 
Çok konuştuk, susalım biraz

Ulaş Yüksel

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Biraz annedir her şair. Okuduğu bir şiir, bir öykü, bir iki satır yazı bazen, dokunmuşsa yüreğinde bir yere muhakkak döl tutmuş demektir daha o anda hem evet.

Kimi zaman o gün içerisinde hatta o anda, kimi zaman haftalar, kimi zaman aylar, içerisinde doğurur yeni bir oğul, güzel bi kızçe. Dokunmussa tesir etmişse o noktaya erken yahut  tam da vaktinde ama illa ki doğurur.

Anadır ilk mısra 
ilk tohum 
Andacımın rahmin
döl tutan
Ve ansızın göverir de
meyvaya döner dize
domur domur şiire durur 
Misk-i amber 
karıştırsan sayflarını
avluda akasya
Dalda meczup bülbül

Ulaş Yüksel

15 Mayıs 2016 Pazar

Nası bilsin maviyi
Hiç şiir okumamış ki
Nasıl bilsin çayın o kekremsi tadını
Adamakıllı yalnız kalmamış ki

Umudu demlemek de ustalık
Sonra yudum yudum içmek de
Yapayalnız kalsan da canımın içi
Düştüğün yerden daha güçlü kalkmakta

Ulaş Yüksel
09.02.2016
sustuğunda anlamıyorlarsa seni
konuşmanın ne anlamı var.

Ulaş Yüksel

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Y O R U L D U M...

Dedikodu yapmaktan ve dinlemekten
Hor hakir görmekten milleti küçümsemekten
Alttan alttan " bak işte biz onlar gibi değiliz " anlamına gelen,
İliklerimize kadar işlemiş bu sinsi gururdan
birbirimizi pohpohlayıp  kibrimizi bileylemekten 

Abuk subuk faydasız işler, 
bombok mevzular üzerine güya sohbet etmekten
Ve ne acıdır ki bunun adına dostluk deyip kendimizi kandırmaktan 
En kıymetli hazinemiz olan günü ve onca geceyi piç etmekten
yani o zaman cevherini katlederek, an'a ihanet etmekten
Nimete nankör olmaktan, hayınlıktan !

Artık bensiz yüzsün bu gemi eeey ahali
Böyle bir yolculuk istemiyorum ben bundan kelli
Varsın karanlığın sularında kalayım o nurâni  yalnızlığımla
Yoruldum ben.. çok yorudum Eleni !

Ulaş Yüksel
Yakıyor sokakları siren sesleri
Vurulup düşmüş mahalleme bir gınalı guzu
Ağlamayacağım şehidim, mehmedimm
İçime içime aksın varsın bu acım
Düğün dernek kurmuş umursuzlar 
evleniyormuş Sümmüş'ü bugün
Ol saraydan öyle bir çıksın ki gözyaşım 
Kalmasın mahşere, tez zamanda ahım

Ulaş Yüksel / Âh !

Şad-ı revan ruhun handan olsun Mehmedim..
satır satır yükselir gün
dizelerinde senin
hiç  tanışmadığım
kaç yüzüm ağarır benim

Ulaş Yüksel /Şiir Aynası
Verecek  cevabı
Hiçbir iddiası kalmadığında belki 
Belki o dem 
gerçeğin koynuna girer insan 
Sus dağına tırmanmayan 
Ne bilsin aşkı 

Ulaş Yüksel
Seçkin bir şiir  gibisin, bense dizelerinin şerbetine düşmüş,
her seferinde katmerlenen ölümün hazzı ile cân bulan o arı
Ta ki kendi damağımda, kendi dimağımda buluncaya sürer
İçmelere doymam, kanmam bir türlü kandırmağa kendimi
Ölüm ve hayat kadehi elimde boşalır dolar daima ey!
Sır mı, peh... o, koca bir yalan.

Ulaş Yüksel

10 Mayıs 2016 Salı

bi nasılsın dise 
eriyivirecek 
içimdaa buz dağı
Neeeeeeey...

öyle dime ana gııı
gaşıynan gözüne 
nası dayanıyım 
itler yisin ciğer işte
çok seviyom
gurban olduğum

Ulaş Yüksel 😊😊
Gülüşüme ak düştü
Hadi kurban ol hemen 

Ulaş Yüksel
sen, iyi bilirsin küfretmeyi 
ben de bir karanfil gibi
taşımayı yakamda...
sevgin kadar gerçektir çünkü 
Hâk ettiğim öfken senin. 

Ulaş Yüksel
Ne kadar çok acı birikmiş andacımda
Damıtsam rakı olur, bir fasıla uğrar yolu
Yırtsam yırtsam atsam ateşe saifeleri
İçime garip bir akşam iner
Toprağımda bir hüzün devinir

Sonra tüm bu kederin tavında  iki mısra 
" sadece seviyorum işte 
düşlemeden sevilmek mucizesini  "
Nasıl da yeşillenir ellerim o dem
Dağılır karanlık, gün olur gecem.

Ulaş Yüksel

8 Mayıs 2016 Pazar

Sana bir hediyem var anacığım
Ele avuca sığmaz amma 

Ne bir kötü söz ,
ne bir of pof bundan sonra

Ulaş Yüksel / 8 Mayıs Anneler  Günü

7 Mayıs 2016 Cumartesi

Üç çağımda kandır beni
Şiir kadın ve şarap
Sonra sabit kıl
Devinen mânâda !

Ulaş Yüksel

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Senin ayakların 
yıldızlara değiyor mu 
Benim değiyor
Hem bilir misin
Aya ilk ayak basan 
Çocuklardır !

Paslı zincir
Yaralı diz kapağı
Az uğraşmadık hani
ve füze rampası hep
Avluda o salıncak 
hayalimde benim.

Ulaş Yüksel / Salıncak

3 Mayıs 2016 Salı

Bu saatlerde sen 
Kahve içersin muhakkak

Kokun dimağıma sinmiş
Telvesi dilimde kalır

Ulaş Yüksel
sen zamanın sarkacında 
kitapsız bir elçi  imdi 
ben meraklı bir derviş hep
şiir aynanda
durmadan kendini keşfeden

Ulaş Yüksel
tam o cumbalı evin altında dün gece
hani o Kayabaşı çatalından az ötede
birdenbire asırlık bir ıslık ağzımda,
kendini yakıyor
bir Selanik türküsü göynümde

yağmur atıştırmış 
toprak kokusu siniyor tenime.sinsin
hafif hafif işliyor işte
meltem esrikliğinde
iliklerime varıncaya

ve şehrin kalbi bana göre 
bu muhacir mahallesi
yıkılması gereken rant sahası sence 
ah !... ya sonra 

- ruhsuz cesetler kenti sonrası.

Ulaş Yüksel

Kayabaşı: Niğde'de hakim bir tepede bulunan muhacir mahallesi.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

-Kanatların nerede ?
Ah Eleni 
uçacak göğüm mü kaldı 
kendimden başka 

Baksana,
baştan aşağı mürekkep
Görmez misin allasen
hepten göğe durmuşum ben

Ulaş Yüksel
Ö p e r i m ...

geçirdiğimiz o 
en kötü günleri 

y ü r e ğ i n d e n

Ulaş Yüksel
Üç derin nefesten sonra
gerinerek doğrulup diktim gözlerimi
ufuğun son çizgisi göğün yeri öptüğü
boylubuyunca uzanıp giden şu Toros'lara
menevişlenen ışıkları ile Tyana'ya
Hüküm sürdüğü Apollon'un 
Kemerhisar'a

Şarabın oğlu Apollon ey !

ve yine ağarken ellerim  göğe
yarin aksi düşmüş ovadaki göle
Hiç yitirmek istemiyorum bu anı
işte bu serveti, hayatın en güzel yanı
Nereye baksam aşk,nereye baksam sevda
bakmasam ah ! kapasam gözlerimi.

Ulaş YÜKSEL / 08.08.2007
Niğde'ye (Nahita'ya) Dair

TYANA

T an yerleri ağarır,
Y anar üzümün yüzünde güneş
A kar kemerlerden menevişlenir su
N arası gelir bin yıllık bir mesefeden Apollon'un
A l alma sallanır dalda ya Havva anam nerde

T oprak sil baştan doğurur
Y eşerir bağrından şarap sancısı dağ taş inletir
A nda alem kırmızıya boyanır
N e yemek, ne içmek şimdi
A şktır aynasında gönlümün ışır

BU ASIRLIK MEDENIYET !

Ulaş YÜKSEL

(Kemer Festivali için karaladığım bir akrostiş)