28 Eylül 2016 Çarşamba

her gece sinsice sokağıma inen kış
sızlıyor şimdiden daha dizlerimde 
açık ara bir baharın özlemi içimde 
bir akdeniz  ülkesine mi göç etmeli
mevsim tam güze dönmeden henüz 
kış bastırmadan toplayıp tası tarağı

çare mi, çaresizlik mi bilinmez 
kendinden kaçış mı bunun adı. 
bilmiyorum ve fakat diyorum ki;
ya içindeki zemheri, ya o onulmaz titreyiş 
hangi güneş eritir ki buz kesmiş bir kalbi

derken, dehşetle yokluyor şimdi yüreğimi
bir güzelin elleri... 
öyle naif bereketli ve sıcak
dal budak çiçeklenerek iniyor ta içime 
Patlıyor tomurcuk gürül gürül
bütün azalarım bahar bahçe

Ulaş YÜKSEL / İklimler

Bana ne söyediğiniz önemli degil 
Bana ne hissettirdiğiniz önemli
Hiçbirine itibarım kalmadı
Sözlerin canı cehnneme

Ulaş Yüksel
bu akşam bir martı kondu iskeleme
ilkin ellerin zannettim
ne o konuştu ne ben bir şey dedim 
baktı baktı . . .

sonra bana da bulaştırdı 
gözlerindeki baharı
ve ağdı geceye usulca
yalayarak göğsüyle gölün yüzünü

Ulaş Yüksel


görmedim alnından daha parlak güneş
gözlerinden daha derin  bir orman
sesindeki mavi hiç bir gökte yok
bin yıllık bir türkü bu,
yankılanır gönlümün koyaklarında
dokunsam sermest olurum tenine bilirim
kainatın seyrine dalarım sende 
sığışmış bulurum tüm kainatı 
o serçe yüreğinde

hiç konuşmasan şimdi ne çıkar, öylece sussan
şiir gibi çağlamıyor mu  omuz başlarından saçların 
bu okuduğum metinler ne, bu kutsal levhalar 
açılmamış bir kitapsın, gökten inme değil
yerden biter cevherin senin,öyle sahici
ve ben en çok onlara inanırım 
elerin, mavi mürekkep ellerin...

Ulaş Yüksel





26 Eylül 2016 Pazartesi

Sen o duvarı hiç örmeseydin keşke
Gücüm kalmadı...
Kaç aşk bahsidir 
yaralarını taşırım kalbimde ah !

Sadece bekliyorum 
bu tuba ağacının altında sabırla 

Sen ördün sen yık gel o duvarı 
en doğrusu bu canımın içi ve
öp beni kanayan yerlerimden 
gel kon dalıma genç şifacı 

Ulaş Yüksel
Şiir yakamda takılı karanfil
Kokusunu almadığım gün 
Yaşamadım sayarım

Ulaş Yüksel
Olmuyor
Herkes bana yabancı
Bu şehirde olmuyor.

Ulaş



Daha ilk kadehte ki sarhoşluğumuz
Sen bizim okulda sokakta 
Çarşıda bazarda garipliğimiz
Patlamış botumuz yamalı soykamız 
İçimizde kar sevinci, çatlayan ellerimiz 
Mektepte acemi, 
                  saf, gizli gizli sevdalarımız

Bozkırın tezenesi mert adam !
Tanımasak bilmesek olmazıdı seni
Dinlemesek ezgini öyle derin 
                                       öyle yürekten 
Muhakkak eksik kalırıdık muhakkak
gururudu galbimizin bir yanı 

Ulaş Yüksel / Neşet Ertaş'a

24 Eylül 2016 Cumartesi

Bırak hüznünü avuçlarıma
Bırak benim  ellerim kanasın 
Dayanamam... 
Düşmesin gözlerine çiğ
Yüreğine gam hiçbir gün

Yarayı sarmada ustayım hem 
Koy avuçlarıma ben hâllederim
Bırak içimde oğullansın o keder
Bal eylerim...
              Çalıkuşum...
                      Yüreğinden öperim.

Ulaş Yüksel / Eski Yara



22 Eylül 2016 Perşembe

Sen benim 
İçimde uçuşan 
O büyük kelebek sürüsü
Başımda esen kavak yelleri
Geceme ay, haneme doğan gün 
Dostlarımın "sende bir şeyler var" dediği sır
Yüreğime vurulmuş kırmızı mühür, 
Gönlüme şifa dilime cila 
Andacıma düşen mısra pırıl pırıl 
Yüreği mavi boncuklum kuş dudaklım
Dalıma konan işveli çalıkuşum
Güzümü bahar edenim
Yüzümü güldürenim
Sen benim sol yanım <3 font="">
Beni ben edenim

Ulaş Yüksel


Bir yanım kör karanlık 
"Ne yapıyorsun be adam" diyor. kibirli
Bir yanım gün güneş, ışk saçıyor 
"Kırık bir kalbi onarmaya çalışıyorum"

Ulaş Yüksel
Her şey zıttını barındırırmış içinde 
Aşk okunun cilvesi işte
Kanatmadan geçmiyor ve fakat
Göğsümde en güzel madalyon bu yara..

Ulaş  Yüksel

İyidir bu dalga şu deniz 
bu patlayan gök şu yağmur 
İnanmayı ve güvenmeyi öğretir belki sil baştan 
Peh... belkisi laf 
hele de iman edince aşka

Asla  benzemeden kof kalabalıklara asla 
Bak gör nasıl da yeşerecek o ağaç kökleri göğe uzanan
Yeniden yükselecek o güneş koynumuzdan 
Sıradağlar misali onca can kırığı ardından sıcacık
Ve şu eylül sarısında  kimseye nispet etmeden 
bilgece birleştirip yaralarımızı

Baharı taşıyacağız 
şüphe karanlığını dağıtıp ışkla 
gözlerimizin ferinde yaprak yaprak
Arı, duru, saf 
bir çocuk masumiyetinde hep
hiç eksilmeyen
o güneşli günü kadınım 

Ulaş Yüksel


20 Eylül 2016 Salı

Biz küsemeyiz
Sen gitsende küsemeyiz
Çünkü canımın içi ah
Gönlün ayna gönlüme
Ve bilirsin sırrında  ben,
kendi yüzümü seyrederim
İçim acır, gam yerim
Insana dair hepsi
Ama biz küsemeyiz 
Bağlanmış bir kere yüreğim 
o güzel kalbine neyleyim

Ulaş Yüksel





13 Eylül 2016 Salı

Güvenerek yüregimin sesine 
tüm tanımların ötesinde bu kez
Hiç bir duyguyu bastırmadan hakça
Dünyada berzahta ahirette 
seviyorum INSAN yüzünden  
inkar etmeden görüp duyup seni 
Bedenim Nefsim ve ruhum ile 
Tüm varlığımla bu kez
Öyle emin  işte

Seviyorum seni ❤

 Ulaş Yüksel




12 Eylül 2016 Pazartesi

Çok derinsin canımın içi çok 
Ve ben yüzme bilmiyorum
Deniz bilmiyorum 
Bozkırın...
şu bağrı yanık toprağın çocuğuyum 
Boyumu aşmadı, hiçbir aşk bu denli 
Çırpındıkça yine kendi içimde bir iç deniz
Boğuluyorum... 
Maviye çalıyor yüreğim
Yakamozlar düşüyor alnıma
Kalbimin ortasında bir inci 
kendini onarıyor yeniden bak
Korkuyor muyum... hayır  hayır !
Fakat ölmek değil benim
yaşamak muradım
Bir ömür seninle bu kelli.

Ulaş Yüksel



Ayak izin bağrımda madalyon 
İçimi eski bir volta acıtır
Hangi yüzünü çevirsen kan revan
Koynumda, mukaddes 
                     bir yarayı taşırım ben

Ulaş Yüksel / Yol Benem
Son terini attı yaz 
İlk terini eylül
Emek ki toprağın ve göğün
Altın taneli en değerli başağı 
Köyümü ve o eski günleri 
Özlüyorum pırıl pırıl 
O nasırlı elleri 
Selanik bakışlı babaannemi

Mazi harman yerinde 
paslanan o patoz küf yeşili 
Mezarlıkta bir eski ıslık 38 yaşında
Kokun çalınıyor burnuma baba be
Şurada Kasım'a ne kaldı 
Ben hiç büyümedim bak
Sen hiç yaşlanmadın akranız artık
Gülüşün asılı duvarda hep gencecik
Gülüşün yüzümde imdi sıcacık 

Ulaş Yüksel

Yaşla maşla alakası yok bunun
Sen oldukça  büyük 
ben hala çocuk
Dizlerinde uyuyup uyanayım 
Beni sen büyüt

Ulaş Yüksel
Bu sefer kanlı canlı 
Hem siyreti dahi sureti
Ne tenden geçerim ne manadan
Leyla'ya surettir deyenin 
alnını karışlamalı

Ulaş Yüksel

6 Eylül 2016 Salı

             ümmiyim ben
o yüzden toprağımda
             hep böyle 
gecekondu şiirler 

beri gel, uzak durma 
                        otur soframa 
                        ne çıkar yahu
biraz da soğan koksun ağzımız 
                        
Ulaş Yüksel
Ben hiç büyüyemedim ki 
Ondan bu uyumsuzluğum 
Bir tek sey değişti ve fakat
Eskiden dizlerim kanardı 
şimdilerde yüreğim 

Çocukkende böyleydim 
severdim yaralarımla oynamayı 
kaldırmayı kabuğunu
anacığım ne kadar azarlasa da
Gizliden köşe bucak

Hiçbir sey degişmedi işte
seviyorum insanı adam eden her türlü acıyı
Ve pansuman olmaz, 
dikiş tutmaz insan yüreği
İlle sevgi iyi eder yine yarayı<3 font="">

Ulaş Yüksel
Kalbimle bakmayı ben 
çocuklardan öğrendim

~Ulaş