24 Nisan 2015 Cuma

yedi iklim savrulur sevgilimin saçlarında
fesleğen kokar gülüşü sermest eden
bir şiir küçük ağzında Ege, 
okudukça tenimde imbat estirir
cemreler düşürür yüreğime gözleri ki;
yeşerir dağlarım, elleri, bir orman bitirir

Ulaş Yüksel

23 Nisan 2015 Perşembe

Kiraz topladı  eteklerini
Bütün pılını pırtını avluda zerdali
Güneye inmenin derdinde bu Nisan 
Düştüler gelsingeri dönen leyleklerin ardısıra
tüm ağaçlar yeşil sancaklarıyla. asi

Toroslar bile durduramaz artık bu göçü
sızlıyor burnumun direği amansız
Kırağı düştü bıyıklarıma 
ha çıktım  ,
ha çıkacam bende  yola.

Ulaş Yüksel

18 Nisan 2015 Cumartesi

ağzım karanfil kokuyor bu bahar
ve ben şekeri yeniden bıraktım 
saatte 10 km koşuyorum gündüzleri
zihnimde ne varsa döke saça
tepedeki yolu izleyerek mütemadiyen
biraz soluklanıp karşı ki köy çeşmesinde 

derken o kayalığın tepesinde
dikiyorum gözlerimi bir çocuk gibi arı
kırlangıçların doldurduğu o duraksız göğe,
kekik kokularının esrikliğinde dönüyor başım
güneş turuncuya çalarken, içimde mavi

ağzımda gıcır gıcır yepyeni bir ıslık 
ölesiye  sevişiyor akıp giden dereyle
artık hiç çalışmak istemiyor canım
dönüyorum eve gün aşırı şarkılar söylerek
keşke görebilseydi yüreğimi diyorum
bir tek, annem...
bir tek anam endişeli halimden.

Ulaş Yüksel

13 Nisan 2015 Pazartesi


otursam gülüşünün kumsalına
dalgalar dövse bağrımı. çılgın
sen bir türkü tuttursan derken
iyot koksa saçlarım dar ma dağın

Ulaş Yüksel

11 Nisan 2015 Cumartesi

beyaz bir sayfa aydınlık yüzün
ne yazsam üstüne boğar alnının şavkı
şiir sır olur erir kelam ışıgında 
akar gece zülfünden 
dalsam öyle derin 
gecem birden gün  olur

Ulaş Yüksel
yiyorsamda baba parası yiyorum
haram lokma geçmiyorya boğazımdan
benim işimde bu 
mısra dizmek sabırla şiir ipine
napayım başka bir iş gelmiyor elimden
ne anlarsin hem sen.. peh !
çıkarıp yüreğini paylaşmaktan

Ulaş Yüksel
Rahmini parmaklar
bir eksiğini yakaladığında
Orgazm olur kırılğanlığınla aldırmaz
Durur insanlıktan bahseder sonra da
bilmiş bilmiş... kimseyi beğenmez 
Ukala dümbeleği, burnu hep havada

Ulaş Yüksel

Kitap Kokusu

Kitaplara sinmiştir derim hep
dünyanın en güzel kokusu
Kadınlarla, çocuklara birde
Elleri yaprak yaprak,
elleri kitap kokan kadınlar,
Saçlerı tel tel,
saçları kitap kokulu çocuklar
Kitap gibi ak, kitab gibi temiz
Kadınlarla çocuklar
Şiir gibi yürekli, şiir gibi namuslu
Elleri yaprak yaprak, 
saçları tel tel...


Ulaş YÜKSEL

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir
şimdi bir uğraş bulmalıyım kendime
şu sessizliğin üzerine bir söz nakşetmeliyim mesela
kelimeler arası gözden kaçan boşluklara kurulmuş
o ebedi hanlarda soluklanarak

salllayıp kovamı sükut kuyusundan harf çekerek 
ki; ancak bir şiir kandırır susuzluğumu
serde şairlik var malum
çınar gölgesinde geçmiş çocukluğum

gecenin koynunda, koynumda uyuttuğum geceyle hemhal
neşvüneva bulmalı aşkla kaf kalemin nun hokkasina daldırıp
bir yolunu bulmalı hep yeniden sabaha çıkmanın umutla
kün deyip dalmalı yeniden derin uykulara
niyet ederek noktanın uzamasına 
daha yüzyıllaaar boyu...

uLÂş..
Terketmiyor  bütün haşmetiyle gözükmedikçe son defa
İnsanın kalbini yurt tutan o yedi başlı ejderha
Tuhaftır ki körüklenir ateşi, 
sen ne kadar kılıncın sallasan devleşir yalımı misliyle
köpürür agzında kırmızı öfke, büyüüür büyür
.
.
Diyorum ki cancazım ;
Bütün yapılması gerekenleri yaptık 
Bir tek şey hariç; 
                                       hiç  bir şey !
Otur bi soluklan, çek bir yudumcuk şu  şaraptan 
Her şeye köstek olan senin bu nafile çaban
.
.
Yaslan arkana izle, bir filme bakar gibi
İtmeden  çekmeden, asla sahneye dalmadan
Bakarsın işe yarar, bakarsın kendi başını vurur
Kazanlar devrilir bakarsın kendiğinden 
Kendiliğinden sönüverir şu anlamsız yangın bakarsın. bak 
Gelir oturur agzının küpeştesine o tebessüm taşıp içerden
.
.
.
Hadi gülümse 😊

Ulaş Yüksel
istediğin kadar kalabilirsin içimde 
yıkılmış duvarları çoktan, 
gün batmaz,
saat sesi duyulmaz hanemde

Ulaş ..

8 Nisan 2015 Çarşamba

annem diyor ki ;
en son bizim harman kalkarmış
anlattıkça canlanıyor gözümde ;
dedem, uzatmış uzun bacaklarırını
sanarsın ağustos böceği

tembelliğim de ,
boyum da bosumda
ondan geliyor zaar

ağzında bir Karcaoğlan türküsü
derenin sesiyle sevişiyor. iştahlı
işin içinde ezan okumak olmasın
sanmam imam da olmazdı mubarek
mevlüdü, kasidesi çabası

birde güzel öykü anlatırmış
toplayıp köy çocuklarını başına
Kerem'le Aslı, Ferhat ile Şirin ...
tıpkı canlı gibi
dalıp dalıp gitmem de ondan zaar

şad-ı revan
ruhun handan olsun
ey gidi Koca Niyazi
şairliğim de senden zaar

Ulaş YÜKSEL / Koca Niyazi
ya yetişmeseydi o çocuk
ya dokunmasaydı yaralarıma 
öyle içten, öyle sıcak...

evet a
klında bulunsun,
ancak bir çocuk öperse iyileşir
kanarsa birgün insan yanın.

Ulaş YÜKSEL

7 Nisan 2015 Salı

nihayet sokağın tavanını doldurdu kırlangıçlar 
nihayet sokağın çıldırtan boşluğunu çığlıklarıyla
kanatlarında çifte iklim
hoşgeldiniz...

Ulaş Yüksel

Şiire meylim var yine
mısra kalbimde patlayan karanfil

Ellerim mavi
dokunsam kağıda aşk  olur

Zülüflerin gergi ipi 
parşömen tezgahımda gözlerin dokur

Ulaş Yüksel
kusur arar 
noktası virgülüne kadar
yok ki ağzının tadı
ömrü laklakla gecer 

ruhsuz ne bilsin

şiir asi bir tay 
ne gem vurulur
ne kalıba sığar

Ulaş Yüksel
Ey eşiğimi aşındıran acı
kapıma sevinçler bırakan
kutlu misafir
ustalaştık sevişmekte
artık helalim sayılırsın
lütfen daha sık uğra bana

Ulaş Yüksel
Bir gulüştür bazan 
sözün, harfin 
ve şiirin de ötesinde sıcacık
bir anda seni bütün hallerin ötesine aşırıp
bir tebessüm sıcacık gönül haneni ışığa bogan...

Ulaş Yüksel
Tatlar, sevinçler, 
gam kasavet keder yas...
bir nehir gibi akıııp geçer boşluğumdan 
bir görünüp bir yiten sahte rabler onlar
söylesene, yel kayadan ne alabilir ki; 
tozundan başka !

ve ben ey  İbrahim
senden miras bu cevher
batıp batıp gidenleri sevmem
ben benimleyim !
hiç degismez, artip eksilmez 
doğmayan ve batmayan olarak
tüm tanımların ötesindeyim

ben benimleyim, 
ben olduğum gibiyim
düşüncenin ve duyguların
şeş cihetten hür zamanın ve mekanın ötesinde
hazzın ve acının o şeffaf zarını yırtmış
hep varolan salt seviyim !

Ulaş Yüksel

1 Nisan 2015 Çarşamba

-

Bir nehir gibi akıyor asfalt otomobilleriyle gürül gürül
bir ırmak gibi kaldırımlar insanlarıyla köpürerek çoşkun
bahar gelmiş, bir an evvel patlama telaşında dalda tomurcuk
kuşlar en yeni bestelerini mırıldanıyor bak, tepesinde aşkla ıhlamurun


Ulaş YÜKSEL / 2012