28 Ocak 2014 Salı







sıkı sarılırım fakat, bütün kalbimle
gül memeler arası gümbür gümbür
yüreğinde duyarsın yüreğimin telaşıını

kim öğretti böyle, belden yukarı sevmeyi
dalıp gözlerinin rengine, habersiz izlemeyi
suların gürültüsüyle, uzanıp giden yeşile

okşamayı sözcüklerle, susarak daha çok
koklayarak saçlarını, fısıldayarak sevgimi
tüm kalabalığıyla ağzımın, susarak daha çok.

Ulaş Yüksel / Susarak
kara çalınmış yüzüne. kalem karası
ışımış alnında çizgiler dize dize
kıvrılırak saçlarından kelam
dökülüyor omuz başlarından

ya'bu sızan ne; gül memeler arası
karnının sahrasında düştüğüm kuyu
ya'bu ten, ya'bu koku ...

kasıklarında bir bahar deviniyor kış ortası
baştan ayağa şiire kesiyorsun 
ve ben aşkla; bıkmadan, usanmadan
tekrar tekrar okuyorum seni 
dudaklarımda sırılsıklam söz

eeey güzel yüzlü Yusuf !
neden döndün sanki Züleyha'ya sırtını 
şehvet değildi ki seninkisi
söylesene; aşktan kirlenir mi hiç insanın elleri

Ulaş Yüksel

23 Ocak 2014 Perşembe


Ey aşk !
çık kozandan 
seviyle kutsa beni
sevi söndürecek
bütün ateşleri çünkü

tek yol bu,
tek din bu !

artık korkmuyorum 
gönlüm eeey !
ardınsıra iz sürmekten
kalbim...
sadece sen tut elimden.


Ulaş Yüksel
kaç kadın oldu ki karşısında 
böyle çocukça saçmaladığım 
kaçı görebildi ki perdenin ardında
sevdikçe devleşen şu yüreğimi

inan kıymeti yok hiçbir sözün

neler söylemek isterdim oysa 
sevgilim...
iki dudağın arasından
sana senden,
konuştukça batmasam böyle

neden böyle oluyor eeey koca Çalap

neden kırılmıyor bir türlü bu kör olası talih
huzurumu kaçıran huzurumsun
söylesene, neden vuslat ayrılığa denk
oysa ben, sen mişsin gibi seviyorum artık
kendi ellerimden başlayarak herkesi, her şeyi
söylesene, bu onulmaz yazı neden

Ulaş YÜKSEL

12 Ocak 2014 Pazar

TURUNÇ KÜLTÜR SANAT DERGİSİ
YIL : 3 / SAYI : 7 - 8


Tanrı saçlarını ateşe veriyor
Bir eli yanıyor, bir eli umursuz


Madımak'ta Banaz'da Kerbela'da susuz
Serez'in esnaf çarşısında yanan parmaklarız biz.

Ulaş YÜKSEL / AKreP Taşlama

-Teşekkürler Turunç

7 Ocak 2014 Salı

Yüreğinin yükü
boynumun borcu olsa
sürsem yüzüne yüzümü
Patlasa tomurcukları öbek öbek
gerdanında bir bahar devinse

Üşüyorum, 
dizlerimde inceden bir sızı
Tuttursak diyorum şu çıranın ucunu
bir iyce bastırmadan kara kış 
kapımızı çalmadan zemheri

Tüm mağlubiyetlere inat.korkmadan
uzatsan ellerini daha da cesur,
Her harbin sonunda delice
giderek büyüyen şu yüreğimiz
ah şu bitmeyen güz sancısı

Belden yukarıdır bizim sevişmelerimiz
anlamasa da bunu kafasının içinde
hayalarını taşıyan erk
bize ne
Düşünecek birşey yok !
hadi, alıştık dövüşmeye
alıştık sevişmeye nasılsa

Ulaş YÜKSEL