7 Ekim 2014 Salı

-

- KOBANE

Bir film izliyor bir kaç kürt çocuğu
dayanıp kahvehanenin buğulu camına
Dayanamayıp ben de katılıyorum aralarına
Ses yok ama olsun, ziyanı da yok hani
biz uydururuz bir şeyler nasıl olsa
Mavi bir gökyüzü yorganımın altında
serde şaiirlik var hem, çocuğum daha

Suyun karşı yakasına geçirmeye çalışıyor kuyruklu bir piyanoyu
portakal sandıklarının arasında meksikalı kaçakçı
Gemi yan yatıyor birden, dağılıyor suyun yüzüne piyanonun tuşları
Derken bir şarkı tutturuyor hep bir ağızdan nehrin şişman kurbağaları
Ellerimden kayan bir kavanoz gibi dağılıyor o kürt çocuğun düşleri

Ve nerden, nasıl, keskin bir portakal kokusu çalınıyor burnuma
ya ben filmin içindeyim, ya böylesi şaşırtan bir tesadüf
Boya sandığım, kararan ellerim, on üç yaşım ...
Üşüyorum, sızlıyor burnumun direği
Babam düşüyor ansızın usuma,
ansızın bir ülkenin yarısı...

Ulaş YÜKSEL / Kobane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder