18 Eylül 2015 Cuma


Bir çiçege bakmak yetiyor artık heyecanlanmam için 
Önceki sabahlardan başka uyanarak bir sabah ansızın
Tek tek, yavaş yavaş, bir bir çiğneyip loklamalarımı kahvaltıda
Sanki  ilk kez tadıyormuşcasına bu lezzetleri evet
Sanki bugün diş çıkarmış, bugün sütten kesilmiş bir çocuk saflığıyla
Bir şekerlemenin sermestliğinde büyülü bir güne uyanırcasına

Sonra sofradan kalkıp sanki ilk adımı şimdi, şu an atıyormuşcasına 
Dokunmanın, işitmenin, görmenin ve renklerin harika mucizesi ile 
Adeta kendini bir çocuk bilgeliğiyle en küçük yapıya, hücrelerine  varıncaya
Yeniden, yeniden her seferinde  katlanan bir heyecanla ilk defa keşfedercesine

Yitirdiğin ne varsa;  hep elinin altinda olan üstelik heyhat !
Üstünde oturduğun kutsal hazinenin farkına varıp derin bir uykudan uyanırcasına
Geçmişin tozunu atıp üzerinden, geleceğin endişesinden ırak 
Bu defa bilgece evet  ve yüreğinde taşıdığın sevi denen ışığın aydınlığında
İnsan denen bu kutsal binayı artık, kendi maharetli ellerinle kurmak ustaca

Hayır canımın içi hiçte monoton değil öyle hayat denen bu döngü 
Evet hem de bunca acıya, bunca olup bitene rağmen hem de
Bir an evvel kurtul ne olur bu hastalıklı fikrinden
İçin geçmiş, sarhoşsun, dal şu akıp giden ırmağın serin sularına 
hadi artik bi'kendine gel, adamakıllı bi'silkelen lütfen!

Ulaş Yüksel / YAŞAMAK MUCİZESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder