Nasıl katlandı onca acıya hala aklım almıyor
Ya onursuz gurursuz aşağılık bir adamdı
Yahut aşk denen o kudretli nesnenin karşında
Çelimsiz, sıska, cılız bir pervane
Kaç adamın kokusu sinmiş nevresimlere
Seninkini arıyorken el yordamıyla
yakıyordu içini acıtarak
Şahittim edepsizliğine
ve adamın zavallı çaresizliğine
Tanrım ne kötü bir durum
Onulmaz yaralar açıyor etinde habire gün be gün... ve ruhunda
Sabaha kadar uyurken sevdiceği yanıbaşında
seyrediyor, saatlerce dalıp tavana avutuyor kendini
umudederek güzel günleri hiç usanmadan
Gitse gidilmiyor, kalsa kan revan yüreği
İlk kez bir kadına
canlı kanlı tutulmanın acı cazibesi bu kerre
Uzaktan şiirler yazdığı aşklara hiç benzemeyen. tuhaf...
Geç bulunan daha mı kıymetli olur hep böyle
Zaman ah...
elinde kör bıçağıyla şimdi
Liğme liğme doğrasa da yüreğini
Yine o, zaman saracak
sardı sayılır yarayı
Ulaş Yüksel / Buda Geçer Ya Hu
7 Ağustos 2016 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder